23 Nisan direndi ve kazandı!

Ülkenin her yerinde; büyük kentlerin meydanları ile Anadolu'nun her köşe bucağında "23 Nisan'ın yeniden doğumunun müjdesi" rüzgar oldu esiyor.
23 Nisan direndi.
Yenilendi.
Ve kazandı.
Geri döndü.

23 Nisan; egemenliğin bir kişiden yani padişahtan, halifeden, bir aileden, tek bir adamdan alınıp kayıtsız şartsız millete verilmesinin adıydı. Bugün yurdumuzun her yerinde halkın büyük katılımı ile yapılacak 23 Nisan kutlamaları; yokluğu çekilene yeniden kavuşma sevincini yansıtacak. 23 Nisan'a özlem ve minnet duygusu bugün, ilk günkü gibi yeniden yaşanacak.

105 yılı doldu.
105 yılın ilk 30 yılı, ilk 50 yılı ve hatta ilk 80 yılı; hep bir ağızdan, hep birlikte, hep aynı ortak duyguyla; "Egemenlik bir kişiye, bir zümreye, tek aileye bırakılamaz" ışığını açık tutmak üzerine geçti.

Son 24- 25 yıl ise "23 Nisan ışığını söndürmek" ve padişahlık dönemine benzer bir dönüşümün yapısını yeni kodları ile bina etmek üzerine harcandı. Egemenlik halktan alındı. Devlet parti devletine, yargı parti yargısına, polis parti polisine, bakanlıklar parti bakanlığına, valiler parti valililerine, müftüler parti müftülerine, camiler parti camilerine, cumhurbaşkanlığı parti cumhurbaşkanlığına dönüştürüldü. İktidar partisi ve 23 Nisan'a dudak büken kurmay kadrosu, elinden geleni ardına koymadı; "egemenliği bir kişiye, devlet zengini yeni türemiş azınlığa, bir tek adama, ağzından çıkacak tek söze bırakmak" üzere çalıştı.

Başaramadılar.
Seçimle geldiler.
Seçimle gidecekler.
Bugün bütün yurtta; büyük kent meydanlarında ve Anadolu'nun Yozgat'ından Samsun'una her yerde halkın büyük çoğunluğu 23 Nisan'ın ilk yıllarındaki "egemenlik ulusundur" çizgisine geri dönüleceği umudunu yükseltti.
23 Nisan!
Direndi.
Yenilendi.
Kazandı.
Ve geri döndü.

Son 25 yıl içinde; tek bir kişinin dediği oluyor. O söylüyor. Meclis kanun yapıyordu. O söylüyor; Anayasa rafa kalkıyor, kanun hükmünde kararnameli, hesap vermeyen gizlisi saklısı bol; "din-Allah-bayrak-millet söylemi ile ve yüksek dış borçla yürüyen ekonomik modelle" 23 Nisan'ın anlamı ve ruhunu yok edecek sivil darbeler birbirini izliyordu. Aralarındaki iktidar kavgasını darbe yapmaya kadar götürenler de çıktı. 15 Temmuz, 23 Nisan'ı kaldırmak isteyenlerin birbiriyle kapışmasıydı.

Cumhurbaşkanının danışmanı emekli asker; "din esaslarına dayalı bir anayasa taslağı" bile hazırlamaya kalkıştı. Meclis Anayasa Komisyonu'nda iktidar partisi sözcüsü; "Anayasa'nın ilk 4 maddesinin değiştirilmesi teklifini" verdi.

Halk gördü.
İzledi.
Kıyasladı.
Karara vardı.
23 Nisan'ı yeniden sahiplendi. Sandık halkın önüne gelince; seçim sonuçları bu sahiplenişin ilanı olacak.