3 Atatürk!

Hayata gözlerini yumalı 86 yıl geçti. Yattığı yerden doğrulsa samimi olanla sahteci olanı söylerdi: "Dün bana küfrediyordun bugün kabrime neden geldin" derdi.

Bugün 10 Kasım.

Anıtkabir'e gidecekler.

Dün nefretçiydiler.

Bugün Atatürkçü!

Çünkü 86 yıl geçmesine rağmen Atatürk, halkın gönlünde yaşıyor. Belli ki, kurulmasına öncülük ettiği cumhuriyetin temel kurumlarına özlem büyüyerek devam ediyor.

Yalan, hezeyan, çamur atma, korkutma, kirletme, karalama üzerinden kin ile dini birleştirip halkın bir bölümünü, Atatürkçü çizgiyi benimsemiş diğer bölümüne karşı düşmanlaştırma kışkırtıcılığı yaptılar.

Bugün 10 Kasım!

Anıtkabir'e gidecekler.

Atatürk Müzesi açacaklar.

Atatürk'ün kurduğu Tarih Kurumu'nda anmaya da katılacaklar ve 9 yıldır yapmadıklarını yapıp Kabine toplantısını Çankaya Köşkü'nde yapacaklar.

Atatürk'ü ve Cumhuriyet çizgisini benimsemiş olanları "Lozancı, harf inkılabı yapıp biz Türkleri şaşkın, ahlaksız ve yalancı şekle sokanlar, Türkiye'yi dinsiz, laik bir ülke haline getirenler, Kur'an'a, dine ve muhafazakarlığa düşman, batı hayranı, emperyalizmin işbirlikçisi" ilan ettiler.

Atatürk, komutan oldu, devlet adamı oldu, insan oldu üçünde de akıldan ve bilimden başka yol önermedi.

Komutan Atatürk:

Kurtuluş Savaşı önderi.

Birlikçi, bütünlükçü.

Tam bağımsızlıkçı.

Devlet adamı Atatürk.

Eski yapı çürümüştü.

Çürümüş yapıyı yıkıcı.

Yeni bir vadi açıcı.

Devrimci.

İnsan Atatürk.

Seven, aşık olan.

Küsen, barışan.

Zeybek oynayan, rakı içen, dans eden; "insan Atatürk" hepimiz gibi duygularıyla, arzularıyla, çelişkileriyle var olan; etten-kemikten biriydi.

Kurtuluş Savaşı sırasında önder olmuş Mustafa Kemal' e ve özellikle hilafeti yıkıp Türkiye'yi laiklik temeli üzerinde kuran devlet adamı Devrimci Kemal Atatürk'e karşı öfke ve kin duyanlar; "İnsan Atatürk" üzerinden sinsice bugün de yükleniyorlar.

İstiklal Savaşı yıllarından sonra Mustafa Kemal, eski geçmişten kalan; "vatan yok- çiftlik var, millet yok- teba var, adalet ve hukuk yok- keyif ve padişah sözü var" yapıyı yıktı ve "yeni bir birlik, bütünlük, bölünmezlik, laik devlet yapısı ve tam bağımsız ulus yaratmaya" öncülük etti. Devlet adamı olarak ulusuna "akıldan ve bilimden başka bir yol" göstermedi.

1919 yılıydı. İstanbul'da önde gelen yazarlar, gazeteciler, politikacılar, paşalar "manda yanlısı" olmuşlardı. Güçlü ve ilerlemiş bir devletin koruyuculuğunu istemenin adına o zaman "mandat" deniyordu.

Mandat ana fikri şuydu:

Biz adam olmayız.