Konkordato kurumu yeniden düzenlenmeli

İcra ve İflas Kanununda yer alan konkordato kurumu bir an önce yeniden düzenlenmeli. Aksi surette mahkeme masrafını temin eden birçok borçlu yakın zamanda konkordato kervanına katılacak. 2024 yılında adliye koridorlarında kendini iyice hissettiren konkordato başvuruları iflas erteleme süreçlerinde tecrübe edildiği üzere çokça alacaklıyı batırmadan ivedi bir düzenleme ve denetim mekanizması içinde yeniden ihdas edilmeli.

Söz konusu kurumun yeniden ele alınmaması halinde on binlerce belki de yüz binlerce kişi işsizlik tehdidi ile karşı karşıya kalabileceği gibi alacaklarını tahsil edemeyen birçok şirkette ödeme güçlüğü içine düşebilir. Borca batık bilançolarla gerçekleşmesi mümkün olmayan projelere dayalı olarak verilen konkordatoda geçici mühlet kararları acil olarak peşin denetime tabi tutulmalı.

Sadece borçlunun değil alacaklının da haklarını koruyan konkordato da yeni düzenleme nasıl olmalı

KONKORDATONUN ŞARTLARI NEDEN DEĞİŞTİRİLMELİ

Kanun koyucu tarafından bir yasa maddesinin oluşturulmasının asıl amacı, düzenlemeye yapmaya imkân salan gerekçenin varlığıdır. Bu manda konkordatonun kanun tarafından 2018 yılında yeniden düzenlenmesinin asıl amacı, iyi niyetli borçluların alacaklılarına zarar vermeden ancak kendilerinin iflas etmesine neden olmayacak şekilde anlaşma ortamının sağlanarak borçların tasfiye edilmesi amacıyla getirilmiştir.

Ancak yaşanan ekonomik kırılganlıklar, faiz oranlarındaki sert direnç, kurun serbestçe hareket etmemesi ve yaşanan yüksek enflasyon sebebiyle bankalardan uygun oranla elde edilemeyen krediler sonrasında borçlular adeta tedarikçileri üzerinden kendilerini fonlamaya başladı.

Öte taraftan patronların şirket kasalarını adeta kendi cüzdanı gibi kullanması ve işletmelerden finans denetimine uygun olmayacak şekilde paralar çekilmesi, en başta kanunun konkordato hakkında düzenleme altına aldığı "borçlunun iyiniyetli olması" prensibiyle bağdaşmaz.

İşte tüm bu denetim mekanizmalarından uzak sadece dava dilekçesine eklenen bir proje ve sair belgelerin eklenmek suretiyle tüm denetim mekanizmalarından uzak kalacak şekilde tedbir kararlarına hükmedilmesi istenmeyen sonuçların doğmasına ne yazık ki sebebiyet vermektedir.

İKİ ŞİRKETİN TOPLAM RİSKİ 23.7 MİLYAR TL

2025 Ocak ayına çok hızlı bir giriş yapan konkordato şubat ayının ilk günlerinde de kendini hissettirdi. Geçici mühlet kararı alan bir gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketinin riski 16 milyar, dünyaca ünlü restoranlar zincirinin ülkemizdeki halkası ise 7.7 milyar liralık borç ile konkordato aldı. Aslında bu şirketler özelinde konkordato da ne kadar büyün bir riskin yönetildiği de gözler önüne adeta serilmiş oldu.

Sadece bir şirkette çalışan 7.000 bin kişinin işsiz kalması bir yana dursun, konkordato da tedbir kararı alan ortalama bir şirketin en az 25 ila 100 arasında tedarikçisi bulunuyor tabi bir de bu şirketlerin çalışanları. Sadece ana şirkette çalışan yedi bin kişinin işsiz kalması yanında tedarikçiler üzerinde bulunan personellerinde ana firmaya dolaylı olarak hizmet vermesi sonrasında yaşanabilecek işsizlik sayısını on binlerle ifade edebiliriz. Bir işçinin ise dört kişilik bir ailesi olduğu varsayımında on binlerce belki de yüzbinlerce kişi konkordato da işsizlik dalgasından etkilenmiş oluyor.