Kentsel dönüşümde komşu çıkmazı
6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinden sonra başta İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Sakarya olmak üzere birçok ilde kentsel dönüşüm süreçleri hız kazandı. Özellikle Marmara Bölgesinde acil olarak dönüşüm bekleyen on binlerce bağımsız bölüm bulunuyor.
Her ne kadar mevcut yasal düzenleme kentsel dönüşümde kat maliklerinin elini kolaylaştırsa da ne yazık ki toplu konutların dönüşümünde site içindeki gruplaşmalar, müteahhit firmalardan talep edilen özel istek ve arzular gibi tamamen kişisel nedenlerle halen değişime muhtaç birçok binaya kazma vurulamıyor.
Yüzde 50 1 YeterliKentsel dönüşüm imkanlarından yararlanabilmek için arsa payı sahiplerinin yüzde 501'nin birlikte hareket etmesi gerekiyor. 100 dairelik bir sitede kentsel dönüşüm kararı alınabilmesi için 50 dairenin bu duruma onay vermesi yetmeyebilir. Bu gibi durumlarda sürecin başlaması ancak kat maliklerinin sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların salt çoğunluğu tarafından alınan kararla sağlanabilir.
Karara Katılmayanların Hakları Satılabilirİçinde bulunulan yapının riskli olarak belirlenmesinden sonra paydaşların yüzde 501'i bularak birlikte kentsel dönüşüm sürecine girilmesi akabinde herhangi bir gerekçe ile alınan kentsel dönüşüm kararına katılmayan maliklerin arsa payları Başkanlıkça rayiç değeri tespit ettirilerek ve bu değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulü ile satılabilir.
Herhangi bir paydaşa satış gerçekleştirilemediği takdirde bu paylar, riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarında tespit edilen rayiç bedeli dönüşüm projesini gerçekleştirecek olan Başkanlık, İdare veya TOKİ tarafından ödenmek suretiyle satın alınır.
Tazminat DoğabilirKentsel dönüşüm sürecini sadece kötü niyetli olarak akamete uğratmak isteyen hak sahipleri tazminat yükü ile karşı karşıya kalabilir. Taşınmazın riskli yapı tespit edilmesinden sonra sadece müteahhitten daha fazla bir pay alabilmek ya da diğer hak sahiplerinin mağduriyetine neden olacak şekilde hareket eden kimseler hakkında genel hükümler çerçevesinde somut olayın özelliklerine göre uygun bir tazminata karar verilebilir.
Öte taraftan riskli yapıların tespiti, tahliyesi ve yıktırma iş ve işlemleri ile değerleme işlemlerini engelleyenler hakkında, işlenen fiil ve hâlin durumuna göre Türk Ceza Kanunu'nun ilgili hükümleri uyarınca Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulabilir.