Işıltılı gözlerden icra dairelerine

Ekonominin ne durumda olduğunu anlatmaya gerek yok. Ancak "ekonomi gözlerdeki ışıltıdır" söylemi üzerinden henüz 4 yıl bile geçmemişken Adalet Bakanlığı tarafından istihdam edilen icra müdür ve müdür yardımcısı sayısı 5 bin kişiye yaklaştı.

Ekonomist değilim ama ekonomik kırılganlıkların adliyelerde nasıl iş yüküne dönüştüğüne hep birlikte şahitlik ediyoruz.

Hukuk mahkemelerinin vermiş olduğu kararların infaz edilmesi için kurulan icra dairelerinde gelinen noktada sadece mahkeme kararları değil aynı zamanda banka alacakları başta olmak üzere; fatura alacaklarının tahsilinden, gemi teslimine kadar birçok farklı uyuşmazlığın çözüm yoluna gidilmekte…

En basit haliyle konutlarda kiracı ile kiralayan arasındaki ilişkiye yüzde 25'lik bir sınırlama getirildiğinde tarafların bir yıllık kira farkına verecekleri paradan çok daha fazlasını adliyelerde harç, masraf ve avukatlık ücreti olarak ödemesine neden olundu.

İcra ve iflas Kanununda 2018 yılında yapılan bir değişiklikle konkordato müessesi getirildi. Ve kötü niyetli kimseler tarafından istismara uğrayabilecek bütün yönleri dibine kadar kullanıldı.

Öte taraftan bankalar para vermeyince kendine göre tedbir almak isteyen büyük esnaf gitti konkordatoda geçici mühlet kararı aldı… Bu seferde olan küçük esnafa oldu. Alacağını tahsil edemeyen görece daha küçük olan esnaf işletmeleri birbir kapanmak zorunda kaldı…

Başlı başına sadece kira ve konkordato bile adliyelerde korkunç sayıda iş yükünü arttırdı. 2019 yılına kadar ülkemizde 2.500 civarında icra müdür ve müdür yardımcısı görev yapmaktayken bugün 5.000'e yaklaşan icra müdür ve müdür yardımcısı adliyelerde görev yapmakta.

Gelinen ekonomik tablonun en kısa özeti bu olsa gerek…

Öte taraftan önceki düzenlemeleri hakkıyla yapabilmişiz gibi şimdi de İcra ve İflas Kanunu topyekûn değiştirecek birtakım çalışmalar yapılmakta. İlk tanziminde sonra uygulamaya konulan kanunun esas metni üzerinde bugüne kadar 30 civarında değişiklik yapıldı.