İnsan vahşileştikçe, vahşileşti. Gönül Kâbeleri kin ile kirlenince her yanımızı virüsler sardı. Öyle ki Kâbe'yi bile temizlemek gerekti.Şimdilerde Kâbe de, gönül Kâbeleri de mahzun... Oysa bir ustadır merhamet, onarır her şeyi. Bir iksirdir merhamet, iyi gelir her kalbe. Tibet'ten Çin'e, İsrail'den Filistin'e aynı söylenir bütün dillerde. Aynı söyl
Barla'da Bediüzzaman'ın yanında el değmemiş, göz görmemiş ihlâslı Barla dağları, tepeleri, çeşmeleri vardır.Barla'nın ağaçları, kuşları, kedileri vardır. Kalplerinin kapılarını sonuna kadar hakikate açmaya meyyal, insan-ı kamil mertebesine aday, insanlığı en kemal derecede yaşamaya müheyya, aziz, sıddık, fedakar, cefakar, vefakar, müdakkik, garazsı
Barla kuş uçmaz, kervan geçmez bir köydür Anadolu'da.Sırtını dağlara, yüzünü denize vermiştir. Bir yüzünde hüzün, bir yüzünde sükûn vardır. Tepedeki kabristandan kopan sessizlik köyün her tarafında kol gezmektedir. Yaprak titrese ses verecek kadar derin bir sessizlik hüküm sürmektedir. İnsanlar hüzün ve huzur arasında gidip gelmektedir. Barla yeni
Yazı kalbe atılan imzadır. Harflerin efendisi okurun kölesi olandır. Ne yazık ki şimdilerde ortalık sözde efendilerden, sultanlardan, krallardan geçilmiyor. Eline kalem alan kendini dünyanın hâkimi zannedip çoğu kimseye hükmetmeye çalışıyor.Kâinat, Rabbimizin yazdığı sonu gelmez, oku oku bitmez bir mektup. Okuru bol olsun, diye milyarlarca insan ya
İnsan bir çok pencereli bir varlıktır.Her pencerede ayrı görür ve görünür. Varlığıyla mektuplar yazar, lem'alar yansıtır, şuâlar dağıtır; âlemi de, âlemini de aydınlatır. Ev küçük bir kâinat, insan küçük bir evdir. İnsanda baş var, evde çatı. İnsanda yüz var, evde boya. İnsanda kas var, evde duvar. İnsanda deri var, duvarda sıva. İnsanda kemik var,
1950'li yıllarda Isparta İmam Hatip Lisesi civar şehirlerden gelen talebelerle önemli bir iman ve kültür merkezi haline gelir.İman ve aksiyon insanı Bediüzzaman da o yıllarda Isparta'dadır. Kader bir anlamda imam hatip liselileriyle çağın imamını Isparta'da buluşturur. Üstadın evinin imam hatip lisesine yakın ve ona giden yol üzerinde olması dolayı
Ahmet Karaca, Macaristan'da dünyaya gelir.Daha sonra Barla'ya hicret eder. Böylece muhacir ünvanını alır. Çağın hicret yolcusu Bediüzzaman Van'da ikamet ederken Barla'ya mecburî hicrete gönderilir. Hicrete, yani hizmete memur edildiği her yerde etrafında hemen nuranî halka oluşur. Her beldenin manevî sahibi vardır; tapuları onların üzerinedir. Kast
İnsan dünya denilen ağır yükü taşımakla yükümlü.Ona ne kadar çok anlam yüklersen belin o kadar çok bükülüyor. Başın sıkışınca, ruhun daralınca "bir başıma kalsam şeh-i devrâna kul olmam vîrân olası hânede evlâd-u ıyâl var" cümleciğine sığınıyor. Kendini insanlığa adayan dünyayı sırtına almaz; bilâkis dünyaya sırtını döner. Varlıktan, masivadan, kul
Eski denildiğinde "geçmişte kalan", "kullanılmaktan yapısı bozulan" akla gelir.Gerçekte elbiseyi eskiten kullanımıdır. Tabiatı eskiten, kâinatın dokusunu bozan beşerin kirli elidir. İnsanı eskiten, maddî ve manevî yapısını bozan, yüzünün güzelliğini, teninin gençliğini gideren günahlar, isyanlar, tuğyanlardır. "Kardeşlerim harama bakmasalar da nama
Dilsizdir merhamet, söyler sözünü çocukların kalbinden. Yaşlı gözlerinin değdiği yerlerde yeşeren Kitabın orta yerinden konuşur gibi yükselen Kulaklar kapansa da kapanmaz vicdandaki sayfa. Gözler kapansa da acılar görünür gönülde. Dünya kör, sağır, dilsiz, elsiz, ayaksız, gönülsüz, vicdansız. Merhamet ve adaletin olmadığı bir dünyaya doğuyor çocukl
© 2016