Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuşmuş ve ne kadar eleştirirsek eleştirelim, yine gündemi belirlemiş.
Demiş ki:
"Hem Aleviyiz, hem Sünni. Alevi kardeşlerimiz bizim canımızdır, onların her sorunu bizim de sorunumuzdur. Cami ne kadar bizim ise, cemevi de bizimdir. Alevi kardeşlerimizin cemevini ibadet olarak görmelerine anlayış göstermek lazım. Cemevlerinin ibadethane olması engeli kalkmalıdır."
★★★
Devlet Bahçeli'nin AKP'yle ilişkiler ve PKK terörü konusundaki U dönüşlerini biliyorsunuz...
Önce Erdoğan'a ip atmaktan vazgeçip kronik Erdoğan destekçisine dönüştü.
Sonra "Bebek katili Öcalan"dan, "Kurucu önder"e evrildi...
Yukarıda alıntıladığım sözler de onun üçüncü büyük "U dönüşü..."
Ama bu sözlerinde samimi olduğuna inanmamız için önce partisi ve Ülkü Ocakları adına Aleviler'den kocaman bir özür dilemesi gerekir.
Yoksa adama, "Peki; Kahramanmaraş katliamını kim yaptı" diye sorarlar...
★★★
Bilmeyenlere hatırlatalım:
Tarih, 19 Aralık 1978'di...
Kentteki içek Sineması'na tahrip gücü düşük bir patlayıcı madde atıldı.
O sırada sinemada milliyetçi içerikteki "Güneş Ne Zaman doğacak" filmi oynuyordu.
Sonradan bu saldırıyı Ülkücü Gençlik Derneği Kahramanmaraş Şube Başkanı Mehmet Leblebici ile Başkan Yardımcısı Mustafa Kanlıdere'nin planladığı, Ökkeş Kenger (Şendiller) ile Yunus İlhan isimli ülkücü militanların gerçekleştirdiği ortaya çıktı.
Amaç, kentteki solculara ve Aleviler'e saldırmak için bir bahane yaratmaktı.
★★★
Bu patlamanın ardından büyük bir kıyım başladı.
Kentte ne kadar Alevi ailesine ait ev varsa kapısına "çarpı" işareti konuldu ve yakıldı.
Tam yedi gün süren olaylarda kimi kaynaklara göre 111, kimi kaynaklara göre ise 120 kişi öldürüldü.
Aleviler'in oturduğu 559 ev kundaklandı, 209 işyeri tahrip edildi; içlerindeki mallar yağmalandı.
Aynı MHP'li ve ülkücü gruplar, evlerine giderken öldürülen TÖB-DER'li öğretmenler Hacı olak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu'nun 22 Aralık günü camiye götürülen cenazelerine, "Komünistlerin ve Aleviler'in cenaze namazı kılınmaz" diyerek saldırdı. Sadece o saldırıda iki kişi öldü.
★★★
MHP'li ve ülkücü grupların başlattığı bu saldırılara anında yobazlar da destek verdi.
Bağlarbaşı Camii İmamı Mustafa Yıldız cuma vaazında aynen şunları söyledi:
"Oruç tutmakla, namaz kılmakla hacı olunmaz. Bir Alevi öldüren, beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır. Bütün din kardeşlerimiz çevremizdeki Alevileri ve CHP'li imansızları temizlemelidir!"
★★★
Açılan dava tam 23 yıl sürdü.
22 kişi idam, 7 kişi müebbet, 321 kişi de 1-24 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
1991 yılında yapılan yasal düzenlemeyle tüm failler serbest bırakıldı. Hatta aralarından bazıları MHP listelerinden aday olup milletvekili bile seçildi.
Katliamdan birinci derecede sorumlu oldukları iddia edilen 68 kişiye ise bir türlü ulaşılamadı...
★★★
Cumhur İttifakı'nın kan kaybettiğini gören Devlet Bey şimdi Alevi oylarına muhtaç olduklarını anlamış olmalı ki; bu gerçeklerden hiç söz etmeyip...
Kuru bir özür bile dilemeyip...
"Alevi kardeşlerimiz bizim canımızdır" diyor!
Ne yalan söyleyeyim içimden "Devlet Bey'in canı sağ olsun" demek bile gelmiyor!
Ankara Müftüsü...