Huzuru aramak!

Yakın zamana kadar hiçbir Türk filmini iki kez izlememiştim.

Şimdi neredeyse sadece bu filmleri seyrediyorum.

Biliyorsunuz; işim gereği gündemi takip etmek zorundayım. Yani sürekli haberlerin içindeyim.

Kaçakçılar, kadın satıcıları, uyuşturucu baronları, yakışıklı ama güvenilmez haber sunucuları, kendilerini pazarlayan kadınlar, yasadışı bahisler, ağzını açtı diye içeriye tıkılan gazeteciler, kendilerini savcıların üstünde gören gazeteci bozuntuları!!

★★★

Akşam olunca, bu kirlilikten biraz olsun uzaklaşmak için çareyi Türk filmi yayınlayan kanalları açmakta buluyorum.

ünkü bütün dizi kanallarında ağalar, hanım ağalar, kan, şiddet, ihanet, rezalet...

Üç karılı adamlar, ayaküstü kocasını boynuzlayan kadınlar...

Nereden kazanıldığı belli olmayan paralarla alınan konaklar, pahalı arabalar!

Analarını babalarını bilmeyen çocuklar, çocuklarını reddeden anne babalar!

Masum bir öpüşme bile RTÜK'ün ceza kesme nedeni ama... Tamamen cinsellik üzerine kurulan ilişkiler...

Sürekli bağıran...

Durmadan ağlayan...

Bıkıp usanmadan komplo kuran insanlar...

★★★

Bütün televizyonlardaki dizilerde bir gecede işlenen cinayetlerin sayısı, ülkede bir yılda işlenen cinayetlerin toplamına eşit... Bütün vatan toprağında bir yılda en fazla 800 ile bin 500 arasında cinayet işleniyor..

Yani günde 2.5 ile 3.5 kişilik bir cinayet ortalamamız var...

Ancak; bırakın özel kanalları, halkın parasıyla sözüm ona kamusal yayıncılık yapan TRT-1'de bile bazı akşamlar izlediğimiz cinayetlerin sayısı 100'e yaklaşıyor!

★★★

İstihbarat teşkilatımız MİT'in maddi ve manevi olarak desteklediği, kamusal yayıncımız TRT'nin de övünerek yayınladığı Teşkilat'ın her bölümünde ortalama 70-80 kişi can veriyor mesela...

Üstelik öldürenler de kahraman MİT'imizin elemanları!

Bu diziyi izleyenler sanır ki MİT, istihbaratçılığı bırakmış durmadan adam öldürüyor!

Bu ülkenin polisi, ordusu yokmuş gibi üç beş MİT elemanı, sadece bu sezonda adam başına 200'er "kötü kişi"yi katletti.

★★★

Yine TRT'nin yeni dizisi "Taşacak Bu Deniz" ise başka bir facia...

Karadenizliler kusura bakmasın; eğer ben onlardan biri olsaydım, bu dizi yayından kaldırılıncaya kadar gider TRT'nin önünde çadır kurardım.

Bölüm başlıyor; daha birinci dakikada Karadeniz'in güzelim sahillerinde, dağlarında bombalar patlıyor.

Makineli tüfekli adamlar mı istersiniz, birbirlerinin kafasına silah dayayanlar mı; hepsi bu dizide...

Sözüm ona naif bir aşk hikayesinin ardına gizlenmiş üçüncü dünya savaşı!

Koçariler ile Furtunalılar arasında bitip tükenmek bilmeyen bir kan davası... Ne ilginçtir ki polis molis de yok ortada!

Ne zaman ortalık sakinleşiyor; polis gelip, "Ne oldu burada" diye soruyor.

İşin ilginci ne biliyor musunuz

Devletin alenen yok sayıldığı, şiddetin yüceltildiği bu dizilerin sonunda, adeta dalga geçer gibi, çekimlerin yapıldığı illerin valilerine, belediye başkanlarına, emniyet müdürlerine teşekkür ediliyor!

Neden

"Şehrinizi bu kadar kötü ve yaşanılmaz göstermemize izin verdiğiniz için" demek istiyorlar belki de...

★★★

Dedim ya...

Yıllardır bıkmadan Türk filmi izleyen insanları eleştiren biri olarak ben artık sadece Yeşilçam filmi seyrediyorum...