Ukrayna ve Yunanistan Üzerinden Suriye'yi Okumak

Rusya- Ukrayna Savaşı'nın nasıl sonuçlanacağına dair belirsizlikler artarak devam ediyor. Herkes barış istediği iddiasında ama kimse ilk adımı kendisi atmak istemiyor. Dünyanın gelişmeleri yakından takip ettiğini ama zaman geçtikçe ilginin azaldığı gerçeğini de ifade etmek gerekir. Krizin enerji boyutundan etkilenen özellikle Avrupa ülkeleri bu yılı kaybettiklerini şimdiden kabullenmiş durumda. Kışı nasıl atlatacaklarının planlamalarına odaklanan ülkeler, aynı zamanda farklı kaynakların değerlendirilmesi için çalışmalar yürütüyor. Bu arada Amerika Birleşik Devletleri ( ABD) Ukrayna krizi ile birlikte Akdeniz gazının Avrupa'ya taşınmasını hedefleyen EASTMED Projesi'nden desteğini çektiğini açıklamıştı. Temel gerekçe yüksek maliyetti. ABD'nin bu kararıyla Türkiye- İsrail yakınlaşmasının aynı zamana denk gelmesi, gazın Türkiye üzerinden taşınacağına dair beklentileri ortaya çıkarmıştı. İtalya'nın ENI şirketi son yaptığı açıklamayla Türkiye seçeneğinden bahsetmedi. Şirket, "Doğu Akdeniz doğal gazının İsrail, Kıbrıs, Yunanistan ve İtalya üzerinden Avrupa'ya taşınacağını ve projenin 2025 yılında tamamlanacağını" açıkladı. Bu durumda Türkiye'nin nasıl bir karşılık vereceği de önemli hale geldi. Veya son açıklama Türkiye karşılık verecek mi sorusunu akıllara getirdi. Mevcut konjonktürde Yunanistan ile yaşanan gerginlik ile İtalya tarafından yapılan açıklama arasında bir bağlantı var mı diye merak edenler olabilir. Evet, böyle bir bağlantı var. Çünkü İtalya'da bir hükümet krizi söz konusu. Başbakan Mario Draghi'nin Temmuz'da istifa etmesi, istifanın Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmemesi ile bu krizin nasıl aşılacağına dair bir netlik henüz yok. Hâl böyleyken İtalya'nın tam anlamıyla Türkiye'nin tezlerine yakın hareket etmesi Avrupa içi dengeler açısından çok mümkün görünmüyor. İşte tam da bu yüzden EASTMED Projesi'nde Türkiye seçeneğini dışarıda tutuyorlar. pushfn('ads'); Diğer taraftan Rusya-Ukrayna krizinde çatışmaların son bulması adına ortada net bir arabuluculuk girişimi kalmadı desek yanlış olmaz. Türkiye'nin "Tahıl Anlaşması"nda kolaylaştırıcı diplomasisi ile sonuç alınması, tahıl ihracatındaki sorunların şimdilik aşılmasını sağladı. Ancak tahıl işin sadece bir boyutu. İşin enerji boyutu var. Normal ilişkilerin seyri gibi gündelik münasebetlerin takibi meselesi var. Ayrıca Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un, " Kiev'in müzakereleri geciktirdiği" suçlaması yapması aslında, Rusya'nın da bir an önce masanın kurulmasını istediğine dair bir açıklama olarak okunmalıdır. Çünkü zaman geçtikçe psikolojik üstünlüğün Ukrayna'nın eline geçtiğini Rusya da görüyor. Bütün bunlar olurken Türkiye'nin gerek Rusya, gerekse de ABD ile olan ilişkilerinin kilit noktası aslında Suriye sorunudur. Türkiye öylesine stratejik hataları yaptı ki,