Zola'nın ithamı, Tekin'in 'itirazı'

Geçen haftanın son 3 gününü Pakistan'da, Lahor, Multan ve başkent İslamabad'da geçirdim.

Milli Eğitim Bakanı Prof. Yusuf Tekin ve ona eşlik eden Maarif Vakfı Başkanı Prof. Birol Akgün'ün Pakistan-Türk Maarif Okulları ziyaretlerini ve resmi temaslarını izledim.

Daha önce bu ülkeye 3 kez gitmiştim ama bu kez daha farklı gözlemlerim oldu.

Bakan Tekin tarafından başlayayım:

Tekin, ziyaretine, Babür Türk hanedanlığı döneminde 1671-73 yıllarında inşa edilen Pakistan'ın sembol yapılarından Badşahi Camii ve haziresindeki Pakistan'ın milli şairi Muhammed İkbal'in kabrini ziyaret ederek başladı, ardından resmi temaslarına geçti.

Konuşmalarında, görüştüğü başbakan ve bakanlara, ikili ilişkilerin dayandığı tarihi 'kardeşlik' temelini, ülkenin sahip olduğu potansiyel ve kabiliyetleri vurguladı, Türkiye işbirliği ile yaratılabilecek yeni imkan ve fırsatlar üzerinde çalışmayı önerdi.

Bu işbirliğinin 'geleceği değiştirecek' nitelikte olmasını sağlayacak 'bakış açısını' da İslamabad'da, Müslüman ülkelerin eğitim bakanlarının katıldığı 'Müslüman Topluluklarda Kız Çocuklarının Eğitimi: Zorluklar ve Fırsatlar' başlıklı uluslararası konferansta dile getirdi.

Batı'nın Müslüman toplulukları ve ülkeleri kasten 'çarpık tanımlaması'na ve yarattığı algıya 'itiraz' çağrısı yaptı.

Özetliyorum:

"Filistinli kardeşlerimiz İsrail tarafından soykırıma tabi tutulurken sessiz kalan 'modern' Batı ülkelerinin, Müslüman toplulukları kız çocuklarının eğitim hakkını elinden almakla suçlaması bir algı operasyonudur. Müslüman topluluklar, burada kadın ya da erkek ayrımı gözetmeksizin eğitim ve temel hak ve hürriyetlere yaptığı vurgu bu bakımdan çok önemlidir. İslam müktesebatı, sadece ibadet ve ahlak boyutuyla değil, insan hakları, adalet ve eğitimde de evrensel perspektif sunar ve sorumluluk yükler. Kur'an-ı Kerim'in ilk emri 'İkra-Oku'dur. 'Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu' ayeti, bilginin toplumların inşasında ve ihyasında taşıdığı derin anlamı ortaya koyar. İslam medeniyeti, bu ilahi çağrının izinde, ilim ve hikmetle dünyayı dönüştüren nesiller yetiştirdi; matematikten tıbba, astronomiden felsefeye kadar pek çok alanda insanlığa eserler kazandırdı. Bu medeniyetin bilgiye ve bilime, ahlaka, adalete, insan haklarına, özellikle kadına, kız çocuklarına verdiği değer ortadayken, Müslümanların kız çocuklarına negatif ayrımcılık yapıldığı algısına itiraz etmek, yıkmak zorundayız."

Bakan Tekin, Türkiye örneğini de katılımcı bakanlara anlattı; Türkiye'de kız çocukların okullaşma oranı ilköğretimde yüzde 95.6, ortaöğretimde yüzde 92, yükseköğretimde ise yüzde 50'lerde olduğunu, bu başarının gücünü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın gösterdiği özel hassasiyetten aldığını vurguladı.

Tekin, "insanlığın geleceğini şekillendirecek bir eğitim vizyonu geliştirelim" çağrısı yaparken, Türkiye'ye özgü bir model olan imam hatip okullarının, 'dini eğitimle pozitif bilimler eğitiminin birlikte verildiği bir model' olarak İslam ülkelerine uyarlanabileceğine işaret etti.

Ve sözlerini şöyle bağladı:

"Sahip olduğumuz medeniyet ve gelenek, ayrım gözetmeden herkese eşit muamele etmeyi, bütün çocuklarımızı aynı haklara sahip olarak yetiştirmeyi emrediyor. Bu yönde çalışarak, İslam toplumlarına karşı algı operasyonu yürütenlere de birlikte itiraz etmiş olacağız."

Milli Eğitim Bakanı Tekin'in bu 'itiraz'ı, 'Dreyfus davası'na karşı Emile Zola'nın Fransa Cumhurbaşkanına yazdığı 'İtham Ediyorum' başlıklı açık mektubunu anımsattı.

Dilerim ki, Müslüman toplumların, ülkelerin, kendi 'değerleri'ne dayalı sistem ve modeller geliştirerek geleceğin inşasını sağlamaya yönelmesi bu 'itiraz'la başlasın.

FETÖ SİLİNDİ, ARTIK TÜRK MAARİF OKULLARI VAR

Maarif Vakfı Başkanı Prof. Birol Akgün'ü Ankara'da bulunduğum yıllarda, 'mülkiyeli hoca' olarak tanıdım. Birlikte katıldığımız TV yayınlarında, Türkiye gündeminin ilk sıralarında gelen siyaset, uluslararası ilişkiler, yükselen güçler, uluslararası örgütler, göç politikaları gibi konularda uzmanlığından yararlandım.

'Birol Hoca', Eylül 2016'da kurucu başkanı olduğu Maarif Vakfı'nda son veda ziyaretlerini Pakistan'daki okullara yaptı. Pakistan'da, 9 şehirde 21 Maarif Okulları kampüsü var.

Yaklaşık 8,5 yıl boyunca, dünyanın dört bir yanında binlerce öğrencinin terör örgütünün elinden alınmasında, okulların bina, kadro ve en önemlisi eğitim müfredatı bakımından yenilenmesinde büyük emeği oldu.

Okulları birlikte gezerken, 'eserleriyle övünen' bir bilim ve eylem adamı gördüm.

Bugün itibariyle Maarif Vakfı, Asya, Avrupa, Afrika ve Amerika kıtasında 55 ülkede 421 eğitim kurumu, 44 yurt, 12 araştırma merkezine sahip. İlgi alanını 112 ülkeye genişletmiş.

Maarif Vakfı artık bu "FETÖ'den devralma" ifadesiyle birlikte anılmamalı.

Zira hem devraldığı kurumların içeriğini, anlamını ve algısını artık değiştirdi. Hem de 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurumları' olarak yenilerini inşa etti.

Türk Maarif Okulları'nın bulunduğu 55 ülkenin sadece 23'ündekiler devralındı, 32 ülkedeki okullar sıfırdan yapıldı.