Türkiye'nin bölgesel liderlik, küresel oyuncu ve stratejik ortaklık rolü, uzun süre 'salt talep' olarak görüldü ve kabul görmedi.
Oysa bu sadece bir talep değil, temel gerekleri karşılayan bir potansiyeldi. Kabul görseydi yakın tarihteki birçok krizi, iç savaşı ve ülkeler arası savaşı önleyebilirdi.
***Bölgesel muhataplar, yani komşulardan Körfez'e, Mısır'a kadar birçok ülke Türkiye'nin bu rolünü 'rekabet' açısından değerlendirdi.
Küresel muhataplar, yani kurumsal olarak AB ve kurucu ülkeleri Fransa ve Almanya ile İngiltere, Rusya ve ABD, Türkiye'yi 'küresel oyuncu' konumunda görmek istemedi.
Aslında iki bakış açısı birbiriyle alakalı.
Türkiye'nin bölgesel rolü kabul edilirse, küresel rolü de kaçınılmaz olarak arkasından gelecekti.
***Edilmedi de ne oldu
Türkiye var olan potansiyelini kendi başına 'rol'e dönüştürdü.
Libya'da, Suriye'de iç savaşları bitiren, Kafkasya'da Karabağ'ın işgaline son veren, Rusya-Ukrayna savaşında gıda tedariğini sağlayan politikaları, Ukrayna'da hala daha iyi bir adım atılmamış İstanbul ateşkes girişimi, 'her şeye ve herkese rağmen' savunma ve havacılık teknolojilerindeki başarılı atılımları, Türkiye'yi bölgesel liderlik ve küresel oyunculuk seviyesine taşıdı.
Buna, ikili ve çok taraflı etkin, güven veren ve sonuç alıcı diplomasi ile güçlü istihbaratı da eklemeliyiz.
Ve hepsini mümkün kılan, her bir konuyu ayrı ayrı takip eden ve yönlendiren, yöneten ve sık sık bizzat yürüten siyasi liderlik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliği oldu.
***2023 ile başlayan dünyada Türkiye Yüzyılı hedefinin özü budur.
Bu hedefin halen yürüyen en önemli konusu, 'toplumsal birliği güçlendirme' hedefli Terörsüz Türkiye/Terörsüz Bölge projesidir.
Bu proje de diğerleri gibi 'herkese ve herşeye rağmen' sürdürülüyor.
Zira Türkiye'de, sanayi ve teknoloji gibi kimi örgütlü yapıların ve toplumsal çevrelerin, hatta akademinin 'dışa bağımlılığı' sözkonusudur.
Bu alanlarda da yerli ve millilik, bağımsızlık Türkiye'yi daha güçlü hale getirecektir.
Ve en zor alan, ekonomide de 'refahı dışa aktaran' ekonomiden, refah üreten ekonomiye geçişin başarılması olacak.
***Bütün bunlar birbirini etkileyen, biri eksik kalırsa diğerini zayıflatan ya da biri başarıldığında diğerinin başarısını sağlayacak faktörler.
***Türkiye buraya çok zor geldi.
Ama geldi.
***Yakın zamana kadar Türkiye'nin bölgesel liderlik ve küresel oyunculuk talebi, 'Yeni Osmanlıcıcılık hayali' olarak değerlendirildi.
Batı bunu 'tehdit, tehlike' olarak etiketledi.
Ama "Türkiye'nin Batı'ya tehdit, tehlike oluşturacak şekilde büyümesi" Türkiye'de geniş kitleler tarafından olumlu algılanmasın diye, Türkiye'deki 'dışa bağımlı' kitle tarafından itibarsızlaştırma amacıyla 'gericilik' anlamında kullanıldı.
İran ve Rusya ile ilişkileri 'eksen kayması' olarak itibarsızlaştırıldı.
Katar, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır ile ilişkileri 'Arap karşıtı' ırkçı yaklaşımlarla hedef alındı.
Ege ve Akdeniz'deki çıkarlarını savunmak, Batı karşıtlığı, AB'den uzaklaşmak ve yayılmacılık olarak etiketlendi..

2