Sahtekarlık dünyasından son haberler

Türkiye'de erişim engeli bulunan Alman devlet yayın kurumu Deutsche Welle (DW) ve Avrupa yayın kurumu Euronews'un birkaç günlük haberlerinden bir demet:

Haberlerden biri, "Almanya'nın İsrail'e silah satışı 10 kat arttı" başlığını taşıyor.

Almanya'nın İsrail'e sattığı silahlar arasında 3 bin tanksavar, makineli tüfek, makineli tabanca ve 500 bin mermi de var; İsrail ayrıca lazer güdümlü tank mermileri de istiyor.

İsrail'e silah satışı geçen yıl 326.5 milyon euro olmuş, önceki yıl 32 milyonmuş. Satışın çoğu da 7 Ekim'den sonra onaylanmış.

Benzer bir haber, "Almanya, Suudi Arabistan'a silah sevkıyatını yeniden başlatıyor" başlıklı.

S.Arabistan'ın Yemen operasyonu üzerine silah satışını sınırlayan Almanya, önce Eurofighter savaş uçağı konusundaki vetosunu kaldırdı, ardından da 150 adet IRIS-T havadan havaya füzesinin teslimatını onayladı.

Bir başkası, "ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere, İran'ın 'uranyum zenginleştirmesini' kınadı" başlığını taşıyor.

Kınama gerekçesi, BM'nin nükleer gözlemcisi Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın "İran'ın nükleer silah yakıtı için kullanılan seviyeye yakın, yüzde 60 saflığa kadar yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum üretimini artırdığına" yönelik raporu.

UAEA, "Tahran uranyumu yüzde 90 oranında zenginleştirirse 3 nükleer bomba yapabilir" demiş.

Bir diğer haber, "Almanya'da AfD'nin kapatılması tartışılıyor" başlıklı.

Irkçı ve yabancı karşıtı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) halen Almanya'nın ikinci büyük siyasi partisi.

Başbakan Yardımcısı Robert Habeck, "AfD'nin Cumhuriyet'in özünü hedef aldığını" savundu; "Demokratik partiler AfD'yi siyasi olarak hezimete uğratmak zorunda" dedi.

Koalisyon hükümetinin büyük ortağı SPD Başkanı Lars Klingbeil, "AfD'ye sessiz kalan tüm vatandaşlara seslerini yükseltmeleri" çağrısı yaparken, Yeşiller Partisi Meclis Grup Başkanı Katharina Dröge de "AfD'nin demokrasiye tehdit oluşturduğunu hep beraber göstermeliyiz" ifadelerini kullandı.

Gazze'de soykırım yapmaktan Lahey Adalet Divanı'nda yargılanan İsrail'e katliam silahları sat!

Yemen'i ağır hava saldırılarıyla vuran S. Arabistan'a füze ve Eurofighter satışına izin ver!

Alman Cumhuriyeti'nin temellerine tehdit olarak gördüğün partiyi kapatma ve 'siyasi olarak bitirme' çağrısı yap!

Ama Türkiye'nin dünyadaki bırakın 'soykırıma varan saldırganlığı', kendini savunma gerekçesiyle yapılan hiçbir operasyonla bile yan yana getirilemeyecek titizlikle yaptığı, aleyhine tek bir kanıt getirilemeyen terörle mücadelesine karşı, silah ve ekonomik yatırım ambargosu uygula!

Eurofighter satışına veto koy!

Sırtını terör örgütü PKK uzantısı YPG'ye dayadığını 'genel başkan' ağzından itiraf eden HDP ve uzantılarının kapatılması, siyaseten dışlanması çağrılarını 'antidemokratik' diye etiketle!

Sonra, İran'ın nükleer silah geliştirme girişimlerini kınarken, İsrail devlet ve hükümet yetkililerinin "nükleer silah kullanabiliriz" açıklamalarına ve Türkiye'nin "İsrail'in nükleer silahları olup olmadığı araştırılsın" çağrısına kör ve sağır kal!

Nasıl

Gayet dürüstçe ve tutarlı değil mi

Yayın engellemede Avrupa örneği!

Almanya ve ABD devlet yayın organları DW ve VOA'nın Türkçe sitelerine erişimi halen engelli.

Bu duruma dair bir hatırlatma yapmak isterim; zira bazı şeyleri çabuk unutuyoruz. Bu iki yayın, Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla 1 Temmuz 2022'de engellendi.

Gerekçe, "RTÜK'e lisans başvurusu yapmamaları"ydı.

RTÜK, bu kuruluşların, video içeriklerini 'programlar' adı altında listelediğini, bu nedenle 'yayın hizmeti' kapsamında 'internet yayıncısı' lisansı almaları gerektiğini belirterek, "yasalar gereği Türkiye'de şirket kurup lisans başvurusu yapmaları halinde", mahkemeye 'erişimin açılması' talebinde bulunacaklarını açıklamıştı.

DW de bunu reddetmiş ve "Türkiye'de lisanslı medya, RTÜK'ün uygunsuz olarak değerlendirdiği içeriği silmekle yükümlü" gerekçesini öne sürmüştü.

Almanya ve AB ise bu karardan 5 ay önce benzer bir uygulamaya gitmişti.

Almanya, 2 Şubat 2022'de, yani Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden önce, Rus devlet yayın kurumu Russia Today'in (RT) Almanca yayınlarını yasakladı.

Gerekçesi de 'yayın lisansı almamak'tı!

Aynı ayın sonuna doğru, AB Komisyonu Başkanı Alman siyasetçi Ursula von der Leyen, "Kremlin'in medya makinesini AB'de yasaklayacağız" diyerek RT ve Sputnik ile onların yan kuruluşlarını erişime kapatacaklarını duyurdu.

Mart başında da, AB Konseyi yasağı yürürlüğe koydu; Rus yayın kurumlarının İngilizce, Almanca, Fransızca ve İspanyolca siteleri ve bu yayınların tüm sosyal medya platformlarındaki hesapları tüm AB ülkelerinde erişime kapatıldı.

Konseyin açıklaması çok geniş bir gerekçeler zincirinden oluşuyordu:

"Rusya, sistematik bir uluslararası dezenformasyon kampanyası yürütüyor, komşu ülkelerle ilgili gerçekleri çarpıtıyor, bu ülkelerde istikrarsızlık yaratmaya çalışıyor; özellikle seçim dönemlerinde Avrupa'daki siyasi partileri, sivil toplumu, etnik azınlıkları, mültecileri ve demokratik kurumları hedef alıyor."

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Rus medya kuruluşlarının "güvenliğe ve kamu düzenine doğrudan tehdit oluşturduğunu"