Mansur Yavaş 'susturun' boyutuna gelmişse...

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, dün Sözcü'de Aytunç Erkin'e enteresan şeyler söyledi.

Erkin, bir gün önce Yavaş'ın "parlamenter sisteme dönme" taraftarı olduğu, ancak İmamoğlu'nun olmadığı, bu yönüyle ayrıştıklarını yazmıştı.

Muhtemelen bunun üzerine aramış yazarı...

Ama İmamoğlu ile ayrıştıkları tek noktanın bu olmadığını anlattı.

Yavaş, "Tahrik edici açıklamalar yapılıyor... Gazeteciler, danışmanlar fitne çıkaracak açıklama yapıyorlar. Susturulmaları gerekiyor" dedi.

Son cümle çok ileri bir söz: "Susturulmaları gerekiyor!"

Gazeteciler için "susturulmalı" denilmesi, normalde doğrudan tehdit ve hedef gösterme olarak algılanır.

Ama ne kimse üzerine alındı ne de tepki gösteren oldu.

Ama bu da "normal"...

Çünkü kimi danışmanların, gazetecilerin "biri tarafından konuşturuluyor" olduğu bilindiği için, 'susturun' çağrısı tehdit olarak görülmedi...

Herkesin bildiği bir "sır" bu; Mansur Yavaş, İmamoğlu'nun danışmanı ve ona çalıştığını düşündüğü gazetecileri ima etti.

"Tahrik edici açıklamalar"la kast ettiği de oydu; CHP Tüzük Kurultayı'nda İmamoğlu kendisine bir konuşma planlatmış, sonra "konuşma hakkı verilen tek belediye başkanı olması tartışma yaratmasın" diye son anda kendisine konuşma teklifi yapılmıştı. Yavaş da "kışkırarak", buna sahneden tepki göstermişti.

Yavaş, "Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmasından çok çok rahatsızım. Biz önce kendi belediyemize, kendi yapacağımız işlere odaklanmalıyız. Biz belediye başkanıyız ve belediyeyi idare edeceğiz. Partidekiler de muhalefetlerini yapacaklar. Onların görevi o" dedi.

İmamoğlu'nun en haz etmediği şey, kendisine sadece bir belediye başkanı olduğunun hatırlatılması!..

Yavaş, seçim sonuçlarına dair iki hatırlatmayı da "yeri gelmişken" yaptı:

"Biz yüzde 60 oy aldık. Amasya, Kastamonu, Kütahya, Uşak her yer kazanıldı. Çorum çok (az olmalı. M.K.) oyla gitti. Merkezde de 3 olan sayımızı 16'ya çıkardık."

Yavaş'ın söz ettiği iller seçim desteği verdiği yerlerdi. İmamoğlu ise İstanbul'da bu farkı yakalayamamış, seçim çalışması yaptığı Karadeniz'de de CHP lehine güçlü sonuçlar alamamıştı.

Yavaş, parlamenter sisteme dönüşü yeniden dile getirirken de, "Biz güçlendirilmiş parlamenter sistem vaat ederek yüzde 48 oy aldık" dedi.

Bu söz de nokta atışı; zira İmamoğlu CHP'nin oy oranını kendi başarısı olarak görüyor. Bu konuda sadece Genel Başkan Özgür Özel'in bunu kendine mal etmesine ses çıkarmıyor!

Ankara gazetecilerinden bazılarıyla konuştum.

CHP'ye yakın kaynakları olan biri, Yavaş'ın sözleri için "İmamoğlu'na açık mektup" dedi.

"İmamoğlu burada gizli özne. O yüzden gazetecileri susturma çıkışını kimse tehdit olarak algılamadı. Çünkü konuşturan susturabilir de..." diye devam etti.

Satır arası okuma konusunda Ankara gazetecileri eşsizdir.

Yukarıdaki satır aralarını da teyit ettiler.

Bakalım etkisi ne olacak...

TERÖR ÖRGÜTLERİ Mİ İSRAİL Mİ DAHA ÇOK BM GÖREVLİSİ ÖLDÜRDÜ

ABD ve Avrupa'yı "Gerçekleri inkar edip İsrail'in söylediğini doğru kabul ettikleri" için suçluyoruz ya.

ABD Dışişleri Bakanı, "Yardım kuruluşlarımızı İsrail engelliyor" diyen kendi kurumlarının raporuna rağmen Kongre'ye aksini, yani yalan söylemeyi göze alabiliyor örneğin.

Çünkü insani yardımı engellemeyi 'suç' saymak zorunda kalacaklar.

Bunun yerine 'yok' sayıyorlar.

Ya da suçun tanımını değiştiriyorlar!

Aslında sadece onlar değil, Birleşmiş Milletler de kurumsal olarak aynı durumda.

BM internet sitesindeki "BM Barış Gücü hakkında 10 gerçek" başlıklı rapora göre;

Bugüne kadar BM bayrağı altında görev yaparken hayatını kaybedenlerin sayısı 4 bin 370.

Bunların 1130'u kötü niyetli eylemler sonucu hayatını kaybetti.

Sadece 2023'te 7'si barış gücü askeri 11 personelin öldürüldüğü belirtiliyor.

Gazze'de İsrail'in öldürdüğü BM personelini düşününce, sayı düşük geldi.

BM'nin kayıplarıyla ilgili Mayıs 2024 raporuna baktım.

Toplam sayıya "Gazze'deki çatışmada ölen BM Ortadoğu Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) personeli" dahil değilmiş!

Gerekçesi de şöyle belirtilmiş: "Çünkü onlar kasıtlı olarak hedef alınmamıştır."

Neden böyle