Kemal Bey hepinizi bi güzel kullandı

2018 milletvekili genel seçiminde;

İYİ Parti yüzde 9,96,

Saadet Partisi yüzde 1,34 oy almıştı.

Demokrat Parti CHP içindeydi.

Deva ve Gelecek partileri henüz yoktu.

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde belediye başkanlıklarında ittifaklar vardı, oyları sağlıklı ayırmak mümkün değil.

Belediye meclislerinde;

İYİ Parti yüzde 7,46

SP yüzde 3

DP yüzde 0,88 oy almıştı.

İl Genel Meclisi'nde;

İYİ Parti yüzde 8,12

SP yüzde 2,47

DP yüzde 0,65 oy almıştı.

2023 milletvekili genel seçiminde;

İYİ Parti yüzde 9,69 oy almıştı.

SP, Deva, Gelecek ve DP, CHP listelerinden aday göstermişti.

Seçim öncesi anketlere göre, Deva yüzde 4-5, SP yüzde 1,5-2, Gelecek yüzde 1-1,5, DP ise yüzde 0,5 civarında hesaplanıyordu.

Kemal Kılıçdaroğlu, Altılı Masa'da Deva'ya 14, SP ve Gelecek'e 10'ar, DP'ye ise 3 milletvekili verdi.

CHP'liler ayağa kalktı.

"Anketlerdeki kadar bile oy potansiyeli olmayan partilere bu kadar milletvekilliği nasıl verirsin" diye...

Ve 31 Mart 2024 yerel seçimleri...

İYİ Parti'nin oyu yüzde 3,52'ye düştü. İstanbul'da yüzde 8,22'den yüzde 0,63'e geriledi.

Saadet Partisi'nin yüzde 1,5-3 arasındaki oyu yüzde 0,93'a düştü.

Demokrat Parti'nin oyu yüzde 0,15'e geriledi.

Anketlerde şişirilen Deva yüzde 0,21 oy alabildi.

Gelecek ise 'hiç'ten biraz fazla, yüzde 0,06...

Bu oranlar aşağı yukarı il genel meclisi ve belediye meclislerinde de benzer veya daha düşük...

Altılı Masa'da "az oyla çok milletvekilliği kaptık" diye sevinenler...

"Kemal Bey seçilemez, belediye başkanlarımızdan birini cumhurbaşkanı yaparız" diye plan yapanlar...

Şimdi fark etmişlerdir...

Bay Kemal size peşin milletvekili verdi;

Seçmeninizi aldı...

Geleceğinizi aldı.

Seçimden önce yazmıştım, "İYİ Parti diye bir parti var mı yok mu göreceğiz"...

Yokmuş...

Sözün özü:

Sahtekarla tamahkar birbirini bulur...

'VER' SİYASETİNİN SONU YOK

'Bay Kemal'in bir hakkını da teslim edelim.

Kendisinin ve parti kadrolarının siyaset ve proje üretme kabiliyeti yoktu.

AK Parti'nin kendisini her seçimde ezdiği bu alanlarda yarışmayı bıraktı.

'Var' alanlarını bıraktı, 'yok' alanlarına çalıştı, 'ver' siyaseti üretti.

Hükümet 'emekliye bayram ikramiyesi' ile başladı, sonra bu 'ver siyaseti'nin içine düştü.

Muhalefet, iktidarı 'ver' alanına çekti ama verilince de durmadı;

Verilenleri de itibarsızlaştırdı.

Esasen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti iktidarlarında temel ilkesi 'daha fazla vermek' değil 'daha fazla refah sağlamak' oldu.

2013 Gezi kalkışması ile başlayan, yargı ve fiili darbe girişimleri ile derinleşen, göç ve terörle mücadele ile büyüyen, Kovid-19 ile önemli ölçüde kalıcı hale gelen ekonomik sorunlar ve enflasyon bütün verilenleri geri aldı.