CHP milletvekilleri, yolsuzluk ve rüşvet amaçlı suç örgütü kurduğu suçlamasıyla tutuklanan eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun figürü bulunan 'Free İmamoğlu' yazılı bir pankartı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne astı.
İngilizce çağrı Türklere yapılmıyor...
Zaten CHP Genel Başkanı Özgür Özel, doğrudan İngiltere'ye "Bizi yalnız bıraktınız, terk edilmiş hissediyoruz" dediği için bunun da pek bir 'haber değeri' yok aslında.
Ama hiç bunu dememiş gibi CHP'li olmayan herkesi, "İngiliz muhipleri" diye nitelemesi sinir bozucu.
Birkaç ay önce de kendilerini "Birinci Meşrutiyet'ten beri meclisçi, Jöntürk", CHP'li olmayanları "padişahçı, İngiliz işbirlikçisi, Kurtuluş Savaşı karşıtları" olarak nitelemişti.
Kendisi de, önceki genel başkanı da İngiltere, ABD ve Almanya kapılarında gezmiş, sözde cumhurbaşkanı adayı İngiliz Büyükelçisi ile 'yakalanmış', Altılı Masa'da buluştukları partilerle yaptıkları anlaşma "Bir AB büyükelçiliği'nde" onaylanıp açıklanmış olmasa bu kadar sinir bozucu olmazdı.
Jöntürk nedir, meşrutiyet meclisi ile tek partili CHP meclisi ne kadar benzer, Kurtuluş Savaşı'na karşı çıkanlar, manda himaye isteyenler kimlerdir
Özgür Özel'in bu konularda fikri, bilgisi kadar.
Bunu Özel'in yüzüne ilk vuran tarihçi Murat Bardakçı oldu.
Bardakçı, Özel'in "İngiltere bizi yalnız bıraktı" sözünden sonra, "Eskiden İngiliz Elçisi'nin arabasını at yerine kendileri çekerlerdi; çok şükür artık çekmiyor, 'Kurtar bizi İngiltere' diye feryad ediyorlar" diye yazdı.
Bardakçı, aktardığı olayı da tanığının ağzından, Servet-i Fünun dergisinin yayıncısı Ahmed İhsan Bey'in Matbuat Hatıralarım (1930) kitabından şöyle nakletti: "Türk aydınları, müstebit padişahın İngiltere'ye karşı güvensizliğini, İngiltere lehine en doğru işaret kabul etmişti. Bu aldanışa ben de dahildim, bütün yeni edebiyat ailesi de aynı kanaatte idi. İngiltere'yi dünyanın en hürriyetperver, en insaniyetli idaresi sanıyorduk. Zaten bu inanışın sevki ile 1908 inkılabında aydınların ruhunda derin bir İngiliz muhabbeti vardı. Bu muhabbet o kadar yüksekti ki, 23 Temmuz 1908'de İstanbul'a gelen İngiliz Büyükelçisi Malet için Sirkeci İstasyonu'nu doldurmuştuk. Nihayet coşkun gençler sefirin arabasını çeken atları söktüler, arabayı kendi kolları ile çektiler! Sonra heyet oluşturup Büyükelçi'yi ziyarete gittiler, bir kuru teşekkürle mesut olup döndüler."
Tanıdık geldi mi
Bardakçı, daha önce de CHP liderliğinde 'Erdoğan karşıtlığı ortak hedefiyle buluşan' Altılı Masa için 'Jöntürk' benzetmesi yapmış, "Altılı Masa 3. Jön Türk hareketidir. Birilerine yalakalık için Türk kelimesini anayasadan çıkartıyorlar, bu kadar seviye düşürülmez" demişti.
Şerif Mardin ve Şükrü Hanioğlu'na göre, "Jöntürk kadrolarının liberal demokratik bir düzenden yana oldukları sonucu çıkmaz. Zira bir hürriyet kuramları yoktu. Onların meclisçilikten muratları, sorunlara aşina ve çözüm üretebilecek donanıma sahip seçkinlerden oluşan bir meclisin memleket meselelerine vaziyet etmesiydi. Jöntürkler, görüşleri birbiriyle örtüşen kişilerden oluşan homojen bir grup değildi. Örneğin Ahmet Rıza pozitivist, Mizancı Murat İslamcı, Abdullah Cevdet biyolojik materyalist, Malümyan Efendi Ermeni Komitacısı, Yusuf Akçura Türk milliyetçisiydi. Ancak hepsini birleştiren ortak diğer nokta Abdülhamit karşıtlığıydı."
Jöntürkler adlarını, mekan tuttukları Fransa'dan almış olsa da esasen 'İngiliz tipi' bir demokrasiyi anlatıyorlardı. Özgür Özel'in bir sürü saçmalama arasında savunmaya çabaladığı şey ise tek parti CHP meclisçiliğinin dayattığı Fransız tipi laikçilik...
Özgür Özel'in "Kurtuluş Savaşı'na karşı çıkanlar" dedikleri kimdi
Bunu daha önceki CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu'ndan duymuştuk: "Başörtüsü problemini çok basit görmemek lazım. Anadolu'yu kurtarmak için bir kurtuluş mücadelesi yaşadık ama kendisini muhafazakar olarak gören bir zihniyet katılmadı. Padişahın yanında yer aldı. Ne kurtuluş ne kuruluş mücadelesine, bu muhafazakar zihniyet, kendisini dindar olarak gören zihniyet katılmadı. Hep eleştirdi. Eleştiriden öte 'yıkılsın bu devlet' dedi, 'Yunan kazansın' dedi. Bu zihniyet 20 yıldan beri iktidar."
Oysa o günlerde hayatta olan merhum tarihçi Prof. Zafer Toprak'ın, iki ay kadar önce verdiği bir video seminerde söyledikleri, Kuşoğlu'nun aydın ahlakını nasıl çiğnediğini ve nasıl tarih uydurduğunu, iftira attığını saçmaladığını ortaya koyuyordu: "Aslında tarikatlar önemli ölçüde Anadolu Harekatı'na destek verdiler, işgale karşı. Kimi tarikatlar da halifeliğin çizgisinde oldu ama genelinde Heyet-i Temsiliye'de, Sivas Kongresi'nde tarikat mensubu insanlar var. O yüzden Anadolu Harekatı topyekûn bir harekattır, inkılaptır. Ne zaman ki savaş sona erdi, o zaman yol ayrımları başladı. İslam konusunda, hilafet konusunda farklılıkların gündeme gelişi nedeniyle farklı tavır alışların oluştuğunu görüyoruz."
'Muhafazakarlar' bile değil, 'tarikatlar'...
Tarihi, ABD'den demokrasi, İngiltere'den destek dileyenler, İngilizce özgürlük isteyenler yazınca, onların hoşuna gidecek şekilde yazıyorlar işte...
Aziz Üstel'in 18 Nisan 2016'da Star gazetesindeki yazısında, Prof. Toprak'tan yaptığı şu alıntı şimdi daha manidar: "CHP toplumdaki olgulara, değişim ve gelişmelere toplumsal açıdan değil ideolojik açıdan bakar. CHP toplumu anlamak yerine, toplumu terbiye etmeyi tercih eder."
Buna, toplumun 'yanlış' bildiği doğru tarih yerine uydurulmuş