Yolsuzluk soruşturması üzerine tutuklanan ve görevden alınan İBB Başkanı için kurumsal olarak AB'nin ve üye ülkelerinin 'cılız' tepki verdiği yorumları yapılıyor.
Bu yorumlar sadece Türkiye'de değil, Avrupa medyasında da yaygın.
Çünkü yolsuzluktan tutuklanan İBB Başkanı'nın cumhurbaşkanı olma hevesiyle çıktığı yolda, başlangıçta en çok ABD ve Avrupa ülkelerinden, AB'den destek almıştı.
Gerekçe olarak "2. Trump ABD'si" politikaları ve "Türkiye'nin bölgesinde elde ettiği başarılar" vurgulanıyor.
Trump ABD'si, Ukrayna, Ortadoğu, Kafkaslar ve Afrika'da Türkiye ile yakınlaşma eğiliminde.
Bu yüzden son gelişmelerde "Türk yargısını" işaret ederek ölçülü bir tavır gösterdi.
AB ise hem aynı coğrafyalarda Türkiye ile çalışmak zorunda ve bunu istiyor hem de ABD'nin Rusya'ya karşı 'güvenlik garantileri'nden çekilmesine karşı Türkiye'nin desteğine ihtiyacı var.
Avrupa Konseyi, yolsuzluk tutuklusu için "derhal serbest bırakılması" çağrısında bulunarak tutuklamayı kınarken, Avrupa Komisyonu ise "AB üye adayı olan Türkiye'nin demokratik değerleri koruması gerektiği" açıklaması yaptı, kınama yapmadı.
'Avrupa'nın yayın kurumu' diye bilinen Euronews, bu iki açıklamayı "AB, Türkiye ile ilişkilerinde denge politikası izliyor" diye yorumladı.
ABD ve Avrupa'nın fikrini değiştiren birkaç unsuru da ekleyerek gerekçeleri açayım:
Suriye'de mezhepçi azınlık Esed yönetimi, on yıllardır sadece PKK ve onun elebaşını himaye etmedi; aynı zamanda Türkiye'de mezhepçi siyaseti, örgütleri, sözde sivil toplum yapılanmalarını, eylemlerini besledi, destekledi.
Bu konuda en büyük desteği İran'dan aldı.
Bugün Suriye'de 'çoğunluk' halk rejimi devirerek iktidarı ele aldı. İran'ın etkin olduğu yöneticiler de, doğrudan yönettiği uzantıları da ülkeden kaçtı.
Türkiye, yeni Suriye yönetiminin devriminin arkasında durdu ve yeni politikalarda etkili oluyor.
Türkiye'ye yönelik bugüne kadar her toplumsal olayda görülen İran-Şam mezhepçi kışkırtmalar da sahipsiz ve etkisiz hale getirildi.
Ayrıca; Türkiye, Irak merkezi hükümeti ve Kürt bölgesel yönetimi ile yürüttüğü müzakerelerde sonuç aldı ve Irak'ın kuzeyini "TSK güçleri" ile güvenliğe kavuşturdu. Suriye tarafında önce harekatlarla güvenliği sağladı, sonra desteklediği halk direnişinin yönetimi kazanmasıyla güçlendirdi.
Arkasından, terör örgütü elebaşına, örgütü feshetme çağrısı yaptırdı ve örgütün kurucu ideolojik dayanağını ortadan kaldırdı. Nihayet, Türkiye'ye yönelik İsrail-ABD destekli terörist yapılar ortadan kalkma sürecine girdi.
Siyasi ve sözde sivil yapılanmaları da yeni dönemin 'beklentileri' içinde hedefsiz, stratejisiz ve eylemsiz kaldı.
Yoksa Gezi ve sonrasındaki gibi her tarafta ayrı bir vukuat, her yabancı ülkeden ayrı bir açıklama, her yabancı gazete ve dergide ayrı bir 'kötü Türkiye' manşeti veya kapağı birbirini takip ederdi.
- ABD'nin Türkiye'deki muhalif pireyi deve yapan resmi yayın organı VOA, bizzat kendi başkanları tarafından susturuldu. Artık açılsa da neyi konuşacak!
- Alman resmi yayın kurumu DW, İsrail'i protesto gösterilerine kafa göz dalan, Filistin sembolü ters kırmızı üçgen ve 'nehirden denize' sloganını yasaklayan, İsrail'e karşı konuşan sanatçılar, gazeteciler, akademisyenlerin işlerini kaybettiği, ülkenin prestijli Berlinale Uluslararası Film Festivali'nde büyük ödülü alan Filistinl-İsrailli iki yönetmenin bile linç edildiği, Filistin konulu bir konferansın çocukça bir şekilde 'salonun elektriği kesilerek' engellendiği bir ülkenin yayın kurumu olarak eski cazibesine sahip değil.
- Sarı Yelekliler gösterilerinde interneti ve sosyal medyayı kısıtlayan, İsrail'in yaptığı soykırıma tepki yürüyüşlerini yasaklarken İsrail yanlısı mitinge izin veren Fransa, artık destek verdiklerini yukarı değil aşağı çekiyor!
- Sosyal medya şirketleri, uluslararası sivil haklar örgütleri ve en son BM tarafından kabul edilen "Filistin ile ilgili içerikleri sansürledikleri" gerçeğinden beri "ifade özgürlüğü alanları" olma sahtekarlığını sürdüremiyorlar.
- Türkiye'de yasal gerekleri yerine getirmediği için engellenen VOA, DW gibi yabancı devlet yayıncılarının yasaklanmasına çılgınca bağıran Avrupa Birliği, Rusya'dan yayın yapan internet ve TV yayınlarını Avrupa genelinde yasakladıktan sonra sesini çıkaramıyor.
Avrupa'da 12 ülke online medyada politika konulu içerikleri kısıtlıyor, 18 ülke internet üzerinden dosya takas sitelerini yasaklıyor... (Cybersmile Foundation araştırması, 2022)
Yolsuzluk için kötü bir zamanlama...
SÖVGÜLER, KÜFÜRLER ARKASINDA CHP'DE HESAPLAŞMA
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Saraçhane'de topladığı