Almanya'da erken seçimler 23 Şubat'ta yapılacak.

Başbakan Olaf Scholz liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile koalisyonu bozan Hıristiyan Demokrat ittifakı (CDU-CSU) bu kez 'şansölye' çıkarmaya yakın.

En olumlu senaryo, başbakanın bu kez CDU lideri Friedrich Merz olduğu yeni bir sosyal demokrat-muhafazakar koalisyonu.

Ancak bu kez senaryolarda güçlü bir koalisyon adayı daha var; aşırı sağcı Almanya için Birlik Partisi (AfD).

Son ZDF anketinde CDU-CSU ittifakı yüzde 30, aşırı sağcı AfD yüzde 20, SPD ve Yeşiller yüzde 15'lerde görünüyor.

Bu oranlar SPD ile büyük ittifakın hala mümkün olduğunu gösterse de, Merz'in AfD'ye 'göz kırpması' kötü senaryoyu canlı tutuyor.

Merz, muhtemelen AfD'yi gösterip merkez sağın oylarını arttırma peşinde.

Merz, ilginç bir siyasetçi.

CDU'da siyasete öğrenciliğinde başladı ve genç yaşta bakanlığa kadar yükseldi.

Ancak Angela Merkel, parti genel başkanlığı ve başbakanlığa yürüdüğü yolda onu devreden çıkarmayı başardı.

2009'da siyaseti bıraktı, önde gelen Alman şirketlerinde yöneticilik ve yönetim kurulu üyeliği yaptı, milyoner oldu.

15 yıl sonra dönüşü muhteşem olacak gibi.

Almanya seçimleri Ankara'da da yakından takip ediliyor.

Berlin'in Türkiye'deki seçimleri 'muhalefetin yanında müdahil olacak kadar' yakından takip ettiği gibi değil ama...

Onu Washington'dan AfD'ye destek veren, Şansölye'yi 'beceriksiz' ilan eden Trump'ın bakanı Elon Musk yapıyor!..

Çalma kapımı, çalarlar kapını...

Türkiye-Almanya ilişkileri hem çok boyutlu hem derinlikli.

İyi tarafından bakarsanız;

Birinci Dünya Savaşı'nda çok yakın müttefiklik var. Ki, İkinci Savaş'ta bile ancak savaş bittiğinde karşı cepheye geçmiştir Türkiye.

Savaş sonrası Almanya en büyük işçi desteğini Türkiye'den almıştır.

Türkiye'nin en yüksek ihracat ve turist pazarlarından biridir Almanya.

İki ülkenin akademik işbirliği de üst düzeydedir.

Ve nihayet NATO müttefikidirler...

Ancak...

Tarihi yakın müttefikliğe ve NATO ittifakına rağmen Almanya Türkiye'ye 'askeri ambargo' uygulamıştır.

En büyük ticari ortaklarından biri olmasına rağmen 'ekonomik ambargo' uygulamıştır.

En büyük Türk vatandaşı nüfusuna rağmen, çifte vatandaşlığın iptalini gündemine alabilmiştir.

Türkiye'de terör yapan örgütlere ev sahipliği yapmış, onların Alman vatandaşı Türklere saldırganlığına göz yummuştur.

Türkiye'de Türk-Alman Üniversitesi kurulmuştur, ancak mukabili olarak Almanya'da bir Alman-Türk üniversitesi kurulmamıştır.

Almanya'nın Türkiye ile devasa bir ortak çıkarlar potansiyeli var.

Ancak Berlin bunu değerlendirmekten hep uzak durdu, kaçındı.

Belki de Avrupa'nın 'Alman travması' ve Türk-Alman işbirliğinin sonuçlarından endişe etmesi yüzünden...

Şansölye Scholz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştükten sonra 'adı konulmamış' askeri ambargoyu yine adını koymadan kaldırmıştı.

Ancak hem iki ülkenin ortak çıkarlarını geliştirmek için gereken 'siyasi işbirliği' iradesi hala zayıf ve güven verici değil.

Son seçim kampanyasında da bunun işaretleri var.

Türkiye'nin AB üyeliği konusunda hiçbir partinin 'ihtimal' ifadesi bile yok.

Balkan ülkeleri ve Ukrayna için "AB'ye katılımları güvenlik ve jeopolitik çıkarlarımıza uygundur" ifadesi kullanılırken, Türkiye bu cümlelerde geçmiyor.

Türkiye için de 'stratejik ve jeopolitik önemi var, önemli bir partner, yeni bir başlangıç yapılmalı' gibi cümleler kuruluyor, ancak AB üyeliği anılmıyor...

En önemli gerekçe de, Türkiye'nin Avrupa değerlerinden uzak olması!

O Avrupa değerleri Irak'ın ve Afganistan'ın işgalinde ABD bombaları, Gazze'deki soykırımda İsrail bombaları altında yok olup gitmişken...

Özelde Almanya, genelde de Avrupa Birliği, Türkiye ve Türkiye'nin etkili olduğu 'ticari' alanlardan sonuna kadar yararlanmak istiyorlar.

Türkiye'ye ihtiyaç duyulan, Suriye ve Ukrayna gibi göç ve güvenlik konularında da Türkiye'nin kabiliyetlerinden yararlanmak istiyorlar.

Türkiye'nin etkili olduğu İslam dünyasında, özellikle Filistin'de çatışmalı dönemlerde Ankara'nın rolüne ihtiyaç duyuyorlar.

NATO'da Türkiye'nin parasal ve askeri katkısından memnuniyet duyuyor, son zamanlarda Rusya'ya karşı korunmak için 'Türk askeri'ni planlarına dahil ediyorlar.

Ancak;

Türkiye'ye karşı terör yapan, bunu da Avrupa'dan topladığı haraçla finanse eden örgütlere karşı Türkiye'nin mücadelesini baltalıyorlar.