Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, İsrail'in kadın çocuk demeden hastaneleri, apartmanları, okulları sivillerin başına yıkmasını şu sözlerle savundu:
"Hamas teröristlerinin okullara ve insanların arkasına saklanmalarıyla sivil yerler dokunulmaz statüsünü kaybeder. Almanya bu duruşu destekliyor ve bu bizim için güvenlik anlamına geliyor. İsrail'in güvenliği bizim de güvenliğimizdir."
Savundu dedim ama sadece savunmadı.
'Sivil yerlerin dokunulmazlık statüsünü kaybetmesi' için tek başına bir 'uluslararası kural' da koydu!
Almanya Parlamentosu (Bundestag) da bunları dinledi!..
Üstelik kendisi de Liberal solcu Yeşiller'den hükümet üyesi!
Daha da 'üstelik' bir 'kadın'...
Ve iki çocuk 'annesi'...
Bayan Baerbock'un 'teröristlerin insanların arkasında sakladıkları sivil yerler' dediği, 2,5 milyon sivilin yaşadığı Gazze'nin tamamındaki bütün binalar!..
Baerbeck'in aklına uyulursa, gerçek bir teröristin içeri sızması halinde, örneğin New York'taki BM binası da bombalanabilir, herhangi bir ülkede bir doğum hastanesi de!...
Bakan bunu söyleyince, Bakanlık Sözcüsü de daha ileri gitti ve "İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığına dair hiçbir 'emare' görmüyoruz" diyebildi.
Sonra da soykırımı tarif etti: "Soykırım, etnik grupların etnik veya sosyal özellikleri, milliyetleri veya dini inançları temelinde kasıtlı olarak öldürülmesi veya diğer şekillerde yok edilmesi anlamına gelir."
Sanki İsrail'in Alman silahları ve mermileriyle öldürdüğü 'herkes' Filistinli ve Müslüman değilmiş; 10 kişiden 7'si çocuk veya kadın değilmiş; 2,5 milyon kişinin tamamı evsiz, hastanesiz, çadırsız, yiyeceksiz ve susuz bırakılmamış gibi!
Ve adı anılmaya değmez Sözcü, aslında Gazze'de olanın 'tam tanımını' yapmamış gibi!...
Bazıları, Almanya'nın en çok satan gazetesi Bild'in Baerbock'un büyükbabasının 'adanmış, madalyalı bir Nazi subayı' olduğuna atıfla, Bakan'ın 'kendini kanıtlamaya çabaladığı' yorumları yaptı.
Ama bu kadar basit olmadığının kanıtı 'daha baş tarafta'...
Bu 'insani müktesebatı reddeden' açıklamalar Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un, İsrail'e silah satışına devam edeceklerini açıklarken, "İsrail'i kendini savunabilecek ülke konumuna getirmek zorundayız" gerekçesinden sonra geldi.
Kime karşı
Hangi silahlara karşı hangi silahlarla savunmak
Bir Hamaslı başına kaç bebek, çocuk, kadın, yaşlı, sivil öldürülebilir
Kaç 'dokunulmaz' bina yıkılabilir
Balık baştan kokar...
Hakikaten kendi parlamentolarını, kendi halklarını, dünya halklarını ve devletlerini aptal sanıyor olabilirler mi
Hayır...
Sadece kendilerini 'tanımlama üstünlüğü'ne sahip görüyorlar.
Ve tek 'üstünlükleri' bu değil.
'Yapabiliyorlar!..'
Daha önce kadınları, siyahları, sömürdükleri ülkelerin halklarını 'alt sınıf' olarak tanımladıkları ve onlara karşı her şeyi 'yapabiliyor'