Ve CHP ayağa kalktı!

Gerçi siyaset tatil yapmaz ama Meclis açılışları genellikle siyasetin de yeniden yükselişleri olur.

1 Ekim'le birlikte sadece yeni yasama yılı değil, gündem yoğunluğu da başladı. Millet, muhalefet, ne derse desin, iktidar kendi gündemini dayatacak. O da yeni bir anayasa. Erdoğan'ın Genel Kurul'da dile getirdiği yeni anayasa, açılış resepsiyonunun da ana konularından biriydi.

Meclis tören salonunda hayli dolma bir resepsiyon vardı. Yazı aramızda hayatımızda hiç bu kadar dolmayı bir arada görmemiştik. Biber, domates, patlıcan, sarma, arada tam kestirmediğim dolma çeşitleri vardı. Örneğin biber dolması da ikiye ayrılıyordu; kırmızı, yeşil! Bu renklere siyasi anlam yüklemek elbette olmaz ama en fazla çeşitlilik dolmada vardı desek abartmış olmayız!

Resepsiyonda Özgür Özel'le, Devlet Bahçeli, Numan Kurtulmuş sohbetlerinin arasında çok kısa bir görüşme ortamı da biz yakaladık. "Yazılarınızı dikkatle okuyorum. Katıldığım, katılmadığım bölümler oluyor" dedi. Katılmadığı bölümler olmasına sevindik; bu, iyi bir iletişim demek!

Her yiğidin ayrı bir yoğurt yiyişi vardır. Özel'in yediği yoğurt kadar seçtiği yoğurtlar da hayli yoğun irdelemeyi gerektiriyor!

Önceki gün Meclis Genel Kurulu'nun açılmasına dakikalar kala, "CHP ayağa kalkacakmış" dediler. Biz de "Ne güzel" diye düşündük!

Memlekette CHP'nin ayağa kalkmasını gerektirecek o kadar çok konu var ki! Acaba hangisini öne alarak ayağa kalkacaktı

Bir milli eğitim bakanı düşünün ki daha okulların temizliğini sağlayamıyor. Belediyeler devreye girince de ar ediyor! Müfredat delik deşik! Bir yanda atanmayan öğretmenler bir yanda kadrolu öğretmen olmadığı için sözleşmeli ırgatlar!

Bunun için ayağa kalkılmaz mı

İhraç ürünlerimiz arasına rüşvet de girdi! New York Belediye başkanına gidip, "Ne var ne yok New York" demişler, ne istediklerini söylemişler. Türkevi'ne yangın merdiveni yerine işleri usulüne uydurma merdiveni döşemişler. ABD tarafındaki bu iddiaları Türkiye'de ne soran var ne soruşturan! Tabii burada ABD'nin zamanlaması da manidar. Zira onların derdi, yolsuzluğun üstüne gitmek değil, Erdoğan'ı köşeye sıkıştırıp istediklerini yaptırmak! Dünyaya rezil olduk!