Umut ve mücadele!

24 Kasım Öğretmenler Günü haftasındayız. Böyle bir haftada milli eğitim bakanından beklentileri paylaşmak isterdik! Ne var ki eğitimi milli eğitim bakanından uzak tutmak gerekir, demek gerekiyor!

İktidar katında eğitim şu:

Arka bahçe, kadrolaşma, dindar-kindar nesil...

Oysa Cumhuriyet, her şeyden önce eğitimin temelleri üzerinde yükseldi. Mustafa Kemal Atatürk öğretmenlere, "Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır" diyerek uygarlık yolculuğunun başlıca unsurunu gösterdi.

Bugün Türkiye'nin içine düştüğü karanlık süreçten çıkmasını sağlayacak toplumsal kesimlerin başında öğretmenler geliyor.

Bir ülkenin geleceği sadece siyasilere bırakılamaz. Toplumun aydın, dinamik kesimlerinin mutlaka devrede olması gerekir. Bütün toplumsal hareketler bir fikrin etrafında büyür.

Türkiye fikrini yitirdi. Seçimler ülkeyi daha ileriye götürme değil, yoksullara en çok yardımı kim yaptı yarışına döndü!

2023 gelirken kendime şu sorumluluğu vermiştim:

Cumhuriyetin 100 yılının bir dökümünü yap!

Bunu "100 Yıla Bakış" adıyla kitaplaştırdıktan sonra 2024'te de şunu sordum:

Günlük gelişmeleri yorumlamak dışında topluma bir önermen yok mu

Bu soru Yılmaz Öğretmen adını verdiğim bir roman doğurdu.

Tümüyle yaşanmış olaylarla ördüğüm roman, çoban ateşlerinin artmasına katkıda bulunur umudu içindeyim.

Yılmaz Öğretmen akla gelebilecek bütün olumsuzluklarla, engellerle karşılaşıyor. Atanmayan bir öğretmen olarak Ankara, Antalya, İstanbul, Trabzon, Erzurum'da ülke gerçeklerini kucağında buluyor.

Elbet o da insan; aşkla da cebelleşiyor!

Karşısına çıkan insanların her biri ona çok şey katıyor, ondan çok şey koparıyor. Tarih öğretmeni kimliği eteğinden çekiyor.

Türkiye'nin 20 yıl sonrasına ilişkin bir rüya görüyor ki sormayın. Olma ihtimalini düşünmek bile insanı ürkütüyor.

Yılmaz Öğretmen Cumhuriyetimize yön veren metinlerden esinlenerek bir haykırış kaleme alıyor. Birkaç kesit paylaşmak isterim:

"Üç büyük düşmanımız var; şiddet, nefret, cehalet!

İnsanlık tarihi üç büyük devrim yaşadı. Tarım Devrimi'nin lokomotifiydik. Sanayi Devrimi'nin vagonu olduk. İçinden geçtiğimiz iletişim devriminin müşterisiyiz!

Böyle mi gidecek

Hayır!

Sorunların büyüklüğüne bakıp kahretmeyeceğiz.

İşimizin zorluğuna bakıp pes etmeyeceğiz.

Hiçbir koşulda hedefi terk etmeyeceğiz.

Bu ülkeyi hepimizin yurdu yapacağız."