Olağanüstü bir haftaydı. 21 Ekim Pazartesi, FETÖ elebaşısı Gülen'in ölüm haberi. 22 Ekim Salı, Bahçeli'nin Öcalan açılımı. 23 Ekim Çarşamba savunma sanayisinin kalbi TUSAŞ'a terör saldırısı.
Tarihin ilginç bir döngüsünü yaşadık. 15 Şubat 1999'da Öcalan Türkiye'ye getirildi. Böylece PKK terörü ile mücadelede yeni bir dönem başladı. 35 gün sonra 21 Mart 1999'da Gülen ABD'ye gitti. Böylece FETÖ'nün ABD merkezli Türkiye Cumhuriyeti devletini ele geçirme mücadelesinde yeni bir dönem başladı.
Aradan 25 yıl geçti. Yine çok yakın zaman dilimi içinde FETÖ öldü, ABD'ye gömüldü. MHP Öcalan'a terör örgütünü tasfiye et, özgür kal çağrısıyla siyasal olarak diriltti!
Siyasetin bütün renkleri Bahçeli'yi yorumlama çabası içindeyken TUSAŞ'a yapılan saldırı, "zamanlama manidar" diye başlayan onlarca soruyu akla getirdi.
Bahçeli'nin çıkışını 23 Ekim'de "Onuncu deneme" başlığıyla daha önceki dokuz açılımla birlikte irdelemiştik. Geçmişi ne kadar iyi bilirsek bugünü ve geleceği o kadar sağlam öreriz sözünün unutulmaması gereken günlerdeyiz.
Dördüncü açılımın "Eve dönüş yasası" başlığıyla tartışıldığı 1992-1993'ü kısaca anımsatalım. Süleyman Demirel ile Erdal İnönü, DYP-SHP koalisyonunun mimarlığını yaptıktan sonra Başbakan Demirel, güneydoğu gezisine çıktı, seslendi:
"Kürt realitesini tanıyoruz!"
Bu cümle 26 Kasım 1992'de sözünü ettiğimiz eve dönüş yasasıyla ete kemiğe büründü. SHP'nin koalisyondaki varlığı "demokratikleşme paketleri"yle zemin buldu. Ancak 1993 uğursuz başladı, uğursuz devam etti. 24 Ocak 1993'te son çalışması "Kürt raporu" yarım kalan Uğur Mumcu öldürüldü. 17 Şubat'ta, "Bölge halkını kazanmadan terörle mücadelede başarılı olamayız" diyen Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in uçağı kalkıştan kısa süre sonra düştü. 24 Mayıs 1993'te Malatya-Bingöl karayolunda izne giden silahsız erleri taşıyan otobüs durduruldu. 33 er PKK tarafından kurşuna dizildi. O gün SHP'li bir bakanın şu sözü gelinen noktayı özetliyordu:
"Artık demokratikleşmeden söz etmek daha zor!"
Geldik bugüne...
TUSAŞ saldırısı sonrası şunları sormak mümkün: