Sıradaki İran...

Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) en zorlu ayaklarından birine dokunuldu. İsrail dün 03.00 sıralarında kendisine destek verecek ama sessiz kalacak ülkelere haber vererek İran'a saldırdı.

İsrail, en güçlü unsurunu, istihbarat gücünü İran'a ve bütün dünyaya göstererek işe başladı. İran'ın genelkurmay başkanı dahil 20'ye yakın üst düzey askeri yöneticisini en mahrem yerde toplantı yaparken öldürdü.

Bunun için öncelikle içeriden bilgi alma gücü gerek! Askeri güç teferruat!

İsrail bunu daha önce de yapmış, İran'ın sadece askeri değil, bilgi gücünü de hedef alan nokta atışlı operasyonlar düzenlemişti.

İsrail'in bu gücünü bütün bölge ülkelerinde de yükselttiğini tahmin etmek için uzman olmaya gerek yok!

İsrail'in saldırısından hemen sonra Trump'tan şu değerlendirme geldi:

- ABD, bu operasyonun içinde değil!

Bizce de içinde değil, arkasında!

Aynı şeyi hemen hemen bütün Avrupa ülkeleri için söylemek mümkün!

Aylardır İran'a saldırı konusunda Netanyahu ile Trump arasındaki bakış farkı iki ülke medyasına da yansımıştı. Hedef aynı ama yöntem farklı.

Trump diyor ki:

"İran bize Arap dünyasını parçalı tutmak için çok lazım. Rejim kalsın, biraz törpüleyelim, uysallaştıralım, yeter!"

Netanyahu diyor ki:

"İran'daki rejimi tamamen çökertelim. Yerine Suriye'deki gibi bize biat edecek rejim getirelim..."

İran halkı açısından kırk katır mı kırk satır mı, ikilemi!

Dünkü tablo iki bakışın ortasında bir yola girilmiş olabileceğini gösteriyor; Trumpyahu!

İran intikam bayrağını çektim dedi ama "intikam" bayrakla alınacak bir şey değil!

Rejimini ihraç etmeyi anayasasına temel maddelerden biri olarak koyan İran, şimdi rejimini koruma mücadelesiyle baş başa!

ABD'nin stratejisi doğrultusunda İsrail'in İran'da dini liderleri hedef almadığının da altını çizmek gerek.

İran'da molla rejimi çöker mi

Son seçimlere katılımın yüzde 50'nin altına düşmesinden her gösterinin olağanüstü şiddetle bastırılmasına kadar bir dizi gösterge rejimin bittiğini ortaya koyuyor.