Daha önce "çok partili tek liderli" yönetim anlayışını yaşama geçirip siyaset bilimine armağan ettiğimizi duyurmuştuk. Elbette çok sayıda parti olabilir ama tek şartımız var:
Ülke yönetimine talip olmayacak!
Olursa suçu belli:
Terör faaliyeti!
Bununla beraber medyaya yerleştirmeye çalıştığımız "çok kanallı tek seslilik" ilkesinde bazı sapmalar olduğunu gördük.
Derhal önlemimizi aldık. Demokrasi ertelemeye gelmez. Anında hareket edeceksin, gereğini yapacaksın. Çatlak sesler demokrasiye en büyük zararı verir. Demokrasiyi sağlam kazığa bağlayacaksın ki sonra bunun başına ne geldi diye yakınmayacaksın!
İktidarımızı, affedersiniz demokrasimizi her türlü saldırıdan korumak için her türlü önlemi aldığımız bereketli bir haftayı geride bıraktık. Sonuçlarını en kısa sürede alacağımızı ümit ediyorum.
Medyanın yüzde 95'ini ele geçirdik ama yüzde 5'lik sızıntı bile insanın içini sızlatıyor. Defalarca tarifini verdik, dedik ki:
"Bizim söylediklerimiz dışında söylenen her şey yalandır."
Bu kadar basit. Buna rağmen inat edenler var. Biz de onları suçüstü yapıp mikrofonlarıyla kalemleriyle yani suç aletleriyle birlikte hemen olay yerinde, yani yayın organında gözaltına alıyoruz.
Halbuki son derece geniş bir yelpaze içinde aziz milletimizin ihtiyacı olan her şeyi sağlıyoruz. Arkadaşlar günlük akışı getirdiler, çok beğendim. Son derece başarılı bir çalışma yapmışlar. Örneğin; akşamüstü bir kanal gelinkaynana kavgasını veriyor. Gelinin dili beş karış, kaynananınki arşın. Bir başka kanal, karısını baldızıyla öldürüp suçu oğlunun üzerine attıktan sonra, "Kızım kötü yola düştüğü için cinayeti işledim" diyen babanın söylediği her şeyin yalan olduğunu ortaya koyan bir canlı yayın yapıyor. Öteki kanal, kuzu dolmasının yedi ayrı yayladan getirilen kuzuların etinin ayrı ayrı işlenerek nasıl yapılacağını anlatıyor. Bir başka kanal Diriliş Ertuğrul dizisinin sekizinci tekrarını yapıyor. Bir başkası ulvi görüntüler eşliğinde Kuranıkerim okuyor. Başka kanal o gün Meclis'te muhalefet partisinin yaptığı bir densizliği köpürtüyor. Akşam haber saati gelince hepsi bana bağlanıyor!
Böylece bütün kesimler görmek istediklerini gördükten sonra en görmek istedikleriyle akşama başlıyor.
Gece tartışma programlarında da masaya cehapeyi yatırtıp enine boyuna tartıştırıyoruz, başka konuya girilmesine de izin vermiyoruz. Sonra da "Millet cehape haberlerinden bıktı" diyoruz.