Özgür Özel: Hedefe yürüyen hedefteki lider!

Son dönemde CHP'li belediye başkanlarına yönelik operasyonlar cumartesi sabahı yapıldığı için bugünü beklemiştik ama savcılar sürprizi seviyor. Dün sabah da güne İBB'ye yönelik yeni bir dalgayla başladık.

İmamoğlu'nun merkeze konduğu operasyonlar inandırıcılığını yitirdikçe yeni operasyonlar yapıyorlar, yeni operasyonlar yaptıkça inandırılık azalıyor!

Yaman bir sarmal!

İlk gözaltına alıp tutukladığınızda elinizde bu denli karar verecek bilgi ve delillerin olması gerekir. Tutuklandıktan aylar sonra yeni operasyonlar yapıp, iddianame yazmayı da mevsimlere bırakırsanız sorarlar:

Operasyonlar peşin infaz, adalet veresiye mi

***

CHP'nin her koldan gelen saldırılara göğüs gerip ayakta kalmasında... Bununla da yetinmeyip toplumsal kabulünü yükseltmesinde dört önemli etken var:

1- Genel Başkan Özgür Özel'in yorulmak bilmez bir enerji ile sağlam duruşu.

2- Cumhurbaşkanı adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun asla vazgeçmeyen bir kararlılıkla mücadeleyi Silivri'den de sürdürmesi.

3- Büyükşehirden ilçeye CHP'li belediye başkanlarının Özel ve İmamoğlu'nun etrafında kenetlenmesi.

4- CHP örgütlerinin yakın geçmişteki çekişmeli kurultaya karşın bütün durması, Özel'i çoğaltması.

Buna Kemal Kılıçdaroğlu da eklense muhteşem olurdu!

Bugün Özel'i sütuna yatıralım.

19 Mart sabahı İstanbul'da olsaydı, İmamoğlu'nun evini binlerce kişiyle kuşatıp mücadeleye, "İstanbul Büyükşehir Belediye başkanımızı vermiyoruz" diye başlamayı tasarlıyordu. Sonrasında İmamoğlu'nun cesaretini milyonlara taşıyan bir mücadele stratejisi izledi. İmamoğlu'nun cesareti dedik ama Napolyon, "Cesaret taklit edilemeyen bir duygudur" diyor! Özel, "kendisi" olarak çok yönlü saldırıyı göğüsledi.

İktidar ve medyası başlangıçta İmamoğlu'nun en çok bir ay konuşulacağını düşündü. Sonra arada bir anımsanan bir kişi olur, yargılaması da zamana yayılırdı.

Öyle olmadı...

Özel, sadece CHP örgütlerini değil, toplumun hemen hemen bütün duyarlı kesimlerini adalet mücadelesine kattı. Aylardır her çarşamba İstanbul'un bir ilçesinde, her cumartesi bir Anadolu kentinde heyecanı yüksek mitingler yapmak kolay iş değil. İktidar bunu önce küçümsedi sonra miting konuşmalarından "suçlar" üretmeye başladı. Özel, "Ankara'ya dön, yoksa..." tehditlerine de boyun eğmeyince şimdi "Toros"a sarıldılar. Toros deyince bizim aklımıza sadece şu cümleyi kurmak geliyor: