Bu da oldu. Meclis, Meclis iradesine darbe indirdi.
AKP, TİP Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesini Meclis gündemine getirdi. Meclis'i yöneten Bekir Bozdağ da bunu oturup açılır açılmaz gündeme aldı ve oylattı. Açık-kapalı yapılan oturumlarda AKP'lilerin yaptığı konuşmalar darbe bildirisi gibiydi.
Bu adım, "Meclis iradesinin üzerinde başka bir irade yoktur" sözünün ortadan kaldırılmasıdır.
Bu adım, halkın oylarıyla milletvekili seçilmiş bir kişinin yargı içinde de tartışmalara neden olan bir kararla siyaset yapma hakkının elinden alınmasıdır.
Bu adım, demokrasi tarihimizin giderilmesi mümkün olmayan en ağır travmalarından birisidir.
Atalay'ın 14 Mayıs'ta milletvekili seçilip mazbatasını almasından sonra zaman geçirilmeksizin tahliye edilmesi gerekiyordu. Bırakalım önceki yılları AKP iktidarları dönemindeki uygulama da böyle. Prosedür uzuyor ama sonunda Anayasa Mahkemesi (AYM) kararıyla da olsa milletvekili seçilen bir kişi tutukluysa özgürlüğüne kavuşup Meclis sıralarındaki yerini alıyordu. Bu satırların yazarının da aralarında olduğu pek çok örnek var.
Atalay davası daha farklı seyretti. Olay, siyasi iktidarın, daha net ifadeyle Saray iradesinin her şeyin üzerine çıkmasıyla sonuçlandı.
Dün demokrasi tarihimiz açısından kara bir gündü.
Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin oylamanın dün yapılacağını duyuran AKP milletvekili Leyla Şahin Usta oldu. Usta'nın onca hak mücadelelerinin ardından hukuku ve Meclis iradesini hiçe sayan bir adımın duyurucusu olması bir başka acı durum.
AYM 25 Ekim 2023'te Atalay'ın hak ihlaline uğradığına hükmetti. Bu kararın ardından Atalay'ın saatler içinde özgürlüğüne kavuşması gerekirdi. Ne yazık ki AYM'nin karşısına Yargıtay kondu. 8 Kasım'da Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM'nin üzerine çıktı. Yargıtay'a göre Atalay'ın milletvekilliği zaten düşmüştü.
Yargının tepesindeki tabloya bakın.
AYM'ye göre, Atalay milletvekiliydi, derhal Meclis'teki yerini almalıydı.
Yargıtay'a göre, Atalay hüküm giymiş bir teröristti, hapiste kalmaya devam etmeliydi.
Saray ve yardımcısının AYM'yi tanımamaya karar vermesinin ardından Yargıtay bir adım daha ileri gitti ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.