‘İtirafçılar bizi kandırdı...’

Esenyurt'ta her iki seçmenden birinin oyunu alarak seçimi kazanan belediye başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, tutukluluğunun dokuzuncu ayında terör örgütü üyeliği suçlamasından tahliye edildi. İtirafçıların, iftiracıların ifadeleriyle şişirilmiş "yolsuzluk" suçlamasından tutukluluğu üç vakte kadar devam edecek.

Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğuna giden yolun başı Prof. Özer'e yönelik operasyondu. Daha o günden şunun altını çizdik:

- Prof. Özer her şeyden önce bir bilim insanıdır. Başta yerel yönetimler olmak üzere değişik alanlarda 30'dan fazla eser üretmiştir. 2010'lu yıllar boyunca iktidarın barış açılımlarında danışmanlığına başvurulan kişi olmuştur.

Biz bunları vurgularken iktidar ve medyası Özer'in kira gelirlerinden terör örgütüne destek, telefon görüşmelerinden örgüte yönlendiricilik çıkardı.

Prof. Özer'in tek "suçu" şuydu:

Seçimi kazanmak!

***

Prof. Özer'in terör örgütü üyeliği suçlamasından serbest bırakılmasının AKP-MHP-DEM'in başlattığı "terörsüz Türkiye" açılımındaki gelişmelere denk gelmesi elbette ilginç!

Operasyonların baştan sonra süreç işi olduğu, buram buram ahlaki olmayan bir siyasal saldırı özelliği taşıdığı açık... İlk dalgalarda suçlamaları besleyecek, kamuoyunu ikna edecek bilgi, delil elde edilemeyince "itirafçılık" devreye girdi.

Prof. Kuçuradi'nin "etik dışı bir kurum" olarak tanımladığı itirafçılık 12 Eylül 1980 darbesi döneminde de çok kullanılmıştı. İnsanlara işkence ile her şeyi söyletme o kadar yaygınlaşmıştı ki hemen hemen tüm sanıklar mahkeme önüne çıktığında söze şöyle başlıyordu:

"Daha önce verdiğim tüm ifadeleri reddediyorum!"

O 12 Eylül'ün darbe koşullarında bile hukuku önceleyen hâkimler, savcılar sanıkların bu beyanlarını büyük ölçüde esas aldılar. 12 Eylül yönetiminin ardından parlamentonun açılmasıyla birlikte sağ-sol bütün partilerin ortak vaatlerinden biri şu oldu:

İşkenceye son vereceğiz!

Ergenekon kumpasından bugünkü CHP'li belediyelere yönelik operasyon dalgalarına kadar bugün artık klasik işkence yok.

İşkence niçin uygulanır Kişiye suçunu söyletmek için!

Bugünkü anlayış şöyle:

- Bu suçu sen işledin, iddianameyi böyle yazıyoruz. İşlemedinse mahkemede ispat edersin!

Peki ya suçlayacak kadar bilgi mevcut değilse

O zaman gelsin itirafçılık!

En geniş tanımla, "Herkesin bilmesinde sakınca görülen bir gerçeği gizlemekten vazgeçip açıklama, bildirme, söyleme" anlamına gelen itiraf-itirafçılık artık "yargısal" bir kurum haline geldi!