FETÖ: Terör, operasyon, casusluk örgütü!

Fethullahçı terör örgütü (FETÖ) lideri Fethullah Gülen, son kullanma tarihini doldurmadan, hesap vermeden öldü!

FETÖ'nün yaşamı, üstlendiği işlevler unutulmaması gereken derslerle dolu bir süreçler bütünüdür.

Emperyalizmin hedef ülkeyi tümüyle avucuna almak için en elverişli güç olarak gördüğü dini nasıl kullandığının resmidir.

Halkın dini duygularını kullananların ne kadar alçalabileceğini, hainleşebileceğini gösteren çarpıcı örnektir.

Bu güç parayla birleşince kimleri kapsama alanı içine alabileceğini ortaya koyan kalın bir portföydür.

Devlet gücünü elinde bulunduranların nasıl bir gaflet, dalalet hatta hıyanet içinde bulunabileceklerinin çıplak halidir.

Demokrasi için darbeden daha beter ne olabilir sorusunun yanıtıdır.

FETÖ'yü ufuk turuyla sütuna yatıralım...

1970'li yılların başında örgütlü güç olduğunda Erbakan'la karşı karşıya geldi. Erbakan, sandıkla iktidara gelmeyi hedeflerken FETÖ şu yolu seçti:

Sandık uzun sürer, ben altın nesil yetiştireceğim. Bu nesil devlet kurumlarını ele geçirecek, iktidar olacağım!

Bu yolda darbe dönemleri dahil bütün iktidarlar onun değirmenine su taşıdı, devlet kurumlarına sızmasına izin verdiler. 28 Şubat sürecinde sızma kesilir gibi oldu. "Dini esaslara dayalı devlet kurmaya girişmek" suçlamasıyla soruşturma açıldı. Durumun ciddi olduğunu görünce 21 Mart 1999'da "lider" olarak dönme hayaliyle ABD'ye gitti. Bir kişilik Fethullahçı Terör Örgütü davası sürerken kamuoyunda "Rahşan affı" diye bilinen infaz düzenlemesiyle yargılanması 2000'de durduruldu. 7 yıl suç işlemezse yargılama düşecekti. Ancak AKP 2006'da TCK'de yaptığı değişiklikle beraat ettirdi. İşte bu tarihten itibaren derinden devam eden devleti ele geçirme operasyonuna hız verdi.

2007'den itibaren Ergenekon ve benzer kumpaslarla toplumu, temel kurumları sindirdi. 12 Eylül 2010 anayasa değişikliği referandumuyla yargıyı ele geçirdi. 15 Temmuz 2016 girişimiyle bütün hedefler kesintiye uğradı.

AKP iktidara gelir gelmez FETÖ kadrolarına büyük yol ve cesaret verdiğinin temel kanıtı daha ilk aylarda bütün dış temsilciliklere gönderdiği 3847 numaralı genelgedir. Buna göre FETÖ temsilcileri artık devlet protokolünde olacaktı. Türkiye'den bu ülkeyi ziyarete eden heyetler FETÖ okullarına da uğrayacaktı!

Erdoğan