Denk bütçe!

2026 yılı bütçesinin TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlamasıyla ekonomi hak ettiği gündem önceliğini bir nebze kazandı. Ama sadece muhalefet medyası katında. İktidar medyasının gündeminde önümüzdeki yılın bütçesi yoktu.

Her şey bir yana Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın pembe balonlarından birkaç cümle çıkarabilirlerdi, çoğu onu da yapmamış.

En büyük ayıp Yeni Şafak'a. Özellikle faiz oranlarına sert muhalefet yapan iktidarın fikriyat zemini Yeni Şafak'ın birinci sayfasında dün bütçe haberi yoktu. İlk bakışta gözümüzden kaçmıştır, dedik. İkincisinde de bulamayınca birinci sayfayı üçüncü kez taradık, yok yok yok! Yeni Şafak'ın birinci sayfasında iki tane İmamoğlu'na saldırı haberi var, tek sütun ilaç için bütçeye destek haberi yok!

***

Muhalefet medyası ise gerektiği gibi bütçenin tam bir fakirden alıp zengine verme defteri haline geldiğini vurgulamıştı.

Cumhuriyet'in manşetinde CHP'nin 864 sayfalık bütçeye düştüğü şerh vardı. Metinden iki sözcük aktarmak gerekirse, durum şu:

"Sömürü bütçesi!"

Sözcü, bütçeyle birlikte ücretlerdeki erimeyi manşete taşımıştı. Yeniçağ'ın manşeti yeni sistemin özetini içeriyordu:

"Saray, 2 asgari ücreti 1 dakikada yesin bütçesi!"

Nefes manşeti, "Vatandaşı silkeleme bütçesi" olarak atmıştı.

Özetle, bütçe görüşmeleri de gösteriyor ki Türkiye'nin gündemi yoksulluk, açlık, barınma, hayatta kalma mücadelesi!

Türkiye'nin gayri safi milli gelirinde alın terinin payı 2002'de yüzde 30 civarındaydı, şimdi yüzde 20'lerde. Emeklinin payı yüzde 5 civarındaydı, şimdi yüzde 3'lerde!

Sadece bu iki kalem bile her şeyi özetliyor!

Bütçede halka güzel gelecek şeyler olsa, bunu açıklamayı kimseye bırakmazdı. Olmadığı için yardımcısını gönderdi. O da hayal dağıttı. 2025 yılı sonunda kişi başına düşen milli gelirin 17 bin 748 dolar olacağını açıkladı. Bu yaklaşık 750 bin lira demek! Yani her bir yurttaşın eline 2025 boyunca 750 bin lira geçti. 4 kişilik bir ailenin evine 3 milyon lira girdi!

Toplam geliri nüfusa böldüğünüzde bu rakam çıkabilir ama dağılım eşit değil ki. Ama vergi eşit! KDV, ÖTV gibi zenginle fakirin eşit ödediği dolaylı vergilerin toplamı yüzde 70'e yakın. Yani gelir dengesiz, vergi eşit dağıtılmış!