Değişimi durdurma değişimi...

Saray geçen hafta Türkiye gündemine iki madde armağan etti. Dedi ki:

1- Milletin çeşitliliğini yansıtan bir anayasa yapalım...

2- Gerekirse AB ile yolları ayırabiliriz... Her iki madde de ayrı yazı konusu olabilecek zenginlikte. Düne kadar, "Tek devlet, tek bayrak, tek millet" diyen Erdoğan, şimdi millet çeşitliliğinden söz ediyor. Tek milletsek kaç çeşit tekiz Çok çeşitliysek tek millette kaç çeşit var

Avrupa'dan Türkiye aleyhine raporların gelmesinin ardından, durumu müzakere etmek yerine, "O zaman oynamıyorum" diyerek kastedilen ne

Her iki konu da Saray'ın Türkiye üzerinde istediği gibi plan yapıp kendini ayakta tutmak için her yola başvurabileceğini gösteriyor. İki konuyu da bu hafta işleyeceğiz.

Ekonomi gündemi zaten belli. Zamlardan yüksek hızlı tren de payını aldı, yüksek zamlı tren oldu!

Böyle bir iktidar gündemi muhalefet için bulunmaz bir nimetken muhalefetin gündemi kendi içinde değişim!

CHP'nin il kongrelerinden iki beklentimiz vardı:

1- AKP iktidarına karşı güçlü bir seçeneğin olduğunu ortaya koyup 14-28 Mayıs'ın çöküntüsünü atmak.

2- Değişimden ne kastedildiğini kamuoyuna anlatmak.

Birinci şıktan vazgeçtik. Öyle anlaşılıyor ki Türkiye gündemi CHP kongrelerinin gündeminde değil.

İkinci şıkla ilgili de kafalardaki soru işaretlerinin giderilmek yerine daha da arttığını görüyoruz.

Genel başkan adayı olarak öne çıkan Özgür Özel, "CHP'nin üzerindeki yüzde 25'lik cam tavanı kıracağız" derken İzmir il kongresinde önündeki cam sehpa kırıldı.

Genel merkez de öyle bir tüzük hazırlayacaktı ki parti içi demokrasi tadından yenmeyecekti. Önseçim zaten tamam da daha ne sürprizler!

İzmir kongresinde gördük ki İzmir'in geleneği olan çarşaf listeden vazgeçilip blok liste öngörülmüş. Konya ve Karaman'da da aynı tablo olduğuna göre genel merkezin tercihinin bu olduğu anlaşılıyor. Kongrede daha geniş temsili içeren çarşaf listeden vazgeçiliyorsa genel-yerel seçimlerde adayları önseçimle belirlemek hiç gündemde olmayacak demektir!