Çöküş ekonomisi!

Savaştaki Rusya ve Ukrayna'da bile yıllık enflasyon yüzde 20'lerde seyrediyor. Türkiye'de ise gerçekçi bir ölçüm yapılsa neredeyse aylık enflasyon bu oranda.Buna karşın sorunu çözmek için ciddi bir plan hazırlandığını da görmüyoruz. Düzlüğe çıkış için verilen inandırıcı bir tarih yok. İktidarın tek hedefi var; yerel seçimlere üç ay kala durumun iyiye gittiği havası verip, büyük kentleri almak!Bunun için de ekonominin başındaki Mehmet Şimşek'le, dümenin başındaki "Şahsım" arasında görüş ayrılıkları olduğu dikkat çekiyor. Körfez ülkelerinden 50 milyar dolar civarında sıcak para umuduyla yola çıktılar, kısa vadede gelen bir şey görünmüyor. Erdoğan her gün telefon mesaisi yaptığı Şimşek'ten ısrarla şunu istiyor:Yılbaşına kadar acı reçete, yılbaşından sonra üç ay tatlandırıcılı şurup! Yerel seçimlerden sonra ne olursa olsun!Şimşek'in de "Sonuç alacaksak kesintisiz olmalı" dediği konuşuluyor.Genel gidişe bakıldığında programın adını şöyle koymak mümkün:Çöküş ekonomisi!Çöken çökene... İktidar, Körfez şeyhlerinin önünde diz çöküyor:- Biraz sıcak para!Hava durumu kadar sıcak olmasa da olur. Nefes alacak kadar olsun yeter!Şeyhler de sıcak para vermek yerine kârlı, uzun vadede verdiğinden kat kat fazlasını geri alacağı şirketlere ya da altyapı yatırımlarına çökmek istiyor.Bütçe de genel çöküşün bir parçası. Memlekette ne olursa olsun aslan payına iktidar ve çevresi çöküyor. Kalan kısım paylaştırılırken de herkes asgaride eşitleniyor. Dünyada gelir uçurumunun en yüksek olduğu ülkelerden biri olarak öne çıkıyorduk. Bu özelliğimiz devam ediyor. Bunun yanında bir başka eşsiz özelliğimizle daha destan yazıyoruz. O da şu:Dünyada asgari ücretle çalışan sayısı en yüksek ülkeyiz. Böylece herkesi asgaride eşitleyip, tabanda birleştiriyorlar.Tek başına asgari ücret olur mu, bir de memurlara asgari maaş getirildi. Emeklileri de "en düşük maaş" sistemine soktular. En düşük ama düşüğün de düşüğü var; "kök maaş" var. Milyonlarca kişinin