Asgari ücret tavanı!

İktidar pek çok şey gibi asgari ücretin ruhunu da bozdu. Özünde bir işçinin insanca yaşayabileceği en düşük ücret olarak kabul edilen asgari ücret Türkiye'de fiilen ortalama ücret haline geldi.Ekonomisi rayına oturmuş ülkelerde çalışan nüfusun yüzde 5-10'unu geçmeyen asgari ücretli, bizde yüzde 70'leri buldu. Bu oran 10 yıl önce yüzde 40 civarındaydı. Neredeyse iki kat arttı. Yasal rakamlara bakıldığında çalışan nüfusun yüzde 50 kadarı asgari ücretli gibi görünüyor ama özellikle sanayi kesiminde farklı çalıştırma yöntemleriyle oran yükseliyor. Konunun başka bir boyutu daha var ki insana, "Bu kadar olmaz" dedirtiyor. Kimi işyerlerinde çalışanların maaş çekme kartı yönetimin elinde. Maaş bankaya asgari ücret olarak tam yatıyor, yönetim bir kısmını çekip kasaya koyuyor. Ya da bu işlemi çalışan yapmak zorunda kalıyor! İktidar planlı olarak mesleki ustalık, eğitim gerektiren işlerde çalışanların maaşlarına asgari ücretten daha az oranda zam yaparak makası azalttı. İlk bakışta gelir eşitliği gibi görünen bu durum, aslında mesleki liyakatin değerini azalttı. Orta sınıfı çökertti. Her ülkede orta sınıf demokrasinin direğidir. Son zamanlarda mühendisten öğretmene, mimardan teknisyene kadar iş arayana işverenin yanıtı net:- Asgari ücretten sözleşme yaparız!Bu sözleşmeye uyulup uyulmayacağı da belli değil!İşte böyle bir ortamda 2023 yılında uygulanacak asgari ücret tartışması yaşadık. Son anda bir değişiklik olmazsa bugün açıklanacak. Yapılacak çocuk sayısından kent merkezlerinde çıkacak kat sayısına kadar her şeyi Saray açıkladığı için bunu da aynı yöntemle öğrendik.Konunun üç tarafı var. İktidar, işveren, işçi temsilcileri.Türk-İş, "9 bin lira isteriz" deyip masadan kalktı. Erdoğan da kararı işverenlerle birlikte vereceğini dün açıkça ilan etti. Görünen o ki 8 bin liranın biraz üzerinde bir asgari ücret saptanacak. Bürokratlar, teknokratlar, işveren temsilcileri kılı kırk yarıp bu dengeyi tutturabildiklerini söyleyecekler. Sonra "Reis" bakacak, "500 de