Altan abi 360 dereceydi!

Türkiye'nin son 75 yılının aktif tanığı Altan Öymen'i 93 yaşında yitirdik. Ayakta öldü! Son ana dek üretti, yazdı, düşündü, önerdi, 19-23 Mart 2025 Saraçhane direnişi başta olmak üzere eylemlerin içinde yer aldı.

Onun gazetecilik ve siyaset anlayışını iki sözcükle özetlemek gerekirse şöyle diyebiliriz:

360 dereceydi!

Ele aldığı konuyu bütün yönleriyle irdeler, çıkarımlar yapar, somut bilgileri koyardı. İyi bir ayrıntıcıydı. Bunu 1999'da 15 ay yaptığı CHP genel başkanlığında da gösterdi. Partinin en başta üye yazılımının sorunlu olduğunu görüp harekete geçti.

Yaşamını ve Türkiye'yi anı sıcaklığında, roman dokusunda, belgesel kurgusunda, tarihçi ciddiyetinde beş ciltte kaleme aldı. O kitaplarda görsellere de büyük önem verdi. Bunu yaşadım! Başkentteki kimi fotoğrafları Cumhuriyet'in Ankara temsilciliğini üstlendiğim dönemde benim bulmamı istedi. Her fotoğrafta o kadar güzel "yaşaaa" derdi ki!

***

Hem siyasete bulaşıp hem kalemi elden bırakmamak incelikli bir iştir. Bunu yurttaşta da genel kabul görecek bir ilgi ve saygınlıkla yapmak Altan abininki kadar ciddi çalışma gerektirir.

Altan abiyi 1980'li yılların ilk yarısında Milliyet'in başyazarı iken tanıdım. O günlerde Milliyet'teydim. 1970'li yıllar boyunca milletvekilliği, bakanlık, CHP grup başkanvekillikleri yapmış Altan abi, 12 Eylül sonrası gazeteciliğinin de olabilecek en üst noktasında biz 20'li yaşlardaki genç muhabirlerle konuşuyor, anlatıyordu. Bir İzmir'e gelişinde akşam yemek yediği restorana çağırdı, o an büroda olan üç muhabiri. Diyetteymiş, masada sadece marul vardı. Demet demet marul yiyordu. Biz de bir ucundan başladık. Başka bir şey de isteyemiyoruz. Sohbet o kadar derindi ki neden sonra, "Yav siz ne yiyorsunuz" demek aklına geldi.

Yıllar geçti Altan abiyle Cumhuriyet'te de buluştuk. Silivri günlerinden sonra onun da 1950'lerden 70'lere yaşadığı kimi hukuksuzlukları kendisinden dinledik. Deniz Gezmiş için idam kararının verildiği günler. Altan Öymen idama karşı olduğunu yazmakla kalmıyor, imza toplayıp cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne ulaştırıyor. Büyük suç! Soruşturma açılıyor. O sırada Sofya'ya bir uçak kaçırma girişimi oluyor. Altan Öymen'e, "Uçağı da sen kaçırmışsındır" diye dava açılıyor. Ergenekon'u buna benzetmişti!