Duymayan kulaklar

Derindeki güçler, başta Siyonistler ve uzantılar olmak üzere aşağıdaki işleri yaptılar. Şu aşağıdaki sözleri söylediler. Ama bu sözleri pek çok kulak duymadı.

Biz Siyonistlerin kökü Tevrat'ı tahrif eden eski Yahudi hahamlarına kadar dayanır. Binlerce yıl öncesine yani. Bu hahamlar Tevrat'ı kendileri için kazanç kapısı olarak kullanmışlardır. Onlar tahrif ettikleri Tevrat'a kendi sapkınlıklarını korumak için sözüm ona ayetler koymuşlardır.

Asırlarca devletlerin ve milletlerin derinden yönlendirmesini yaptık.

Dini inançların arasına nifak unsurları yerleştirdik.

Sen Pol eliyle Hıristiyanlığa Teslisi soktuk. Halbuki İsa'nın getirdiği inanç Müslümanların Tevhid inancı dedikleri inançtı. İsa için Allah'ın oğlu dedirttik. Hıristiyan azizi olarak bilinen Sen Pol aslında gerçek hüviyetini gizleyen bir Yahudidir.

Abdullah ibni Sebe Müslümanlığa Kur'ân'la çelişen inançlar soktu. Rafizilik ortaya çıktı. Müslümanları birbirine düşürdük. Birbirlerini boğazladılar, kırdılar. Hem de asırlar boyu. Abdullah ibni Sebe de Yemen Yahudilerindendi.

Biz Kızılderililer gibi bir milletin kökünü kuruttuk. Kızılderililer engin bir kültür ve medeniyete sahiptiler. Büyük bir maddi güçleri vardı. Onların kağnı tekeri büyüklüğündeki altınlarını yağmaladık. Avrupa'da vahşi kapitalizme giden yol böyle açıldı.

Şimdi gayrı Kızılderililer yok. Kızılderili milletinin varisleri de yok.

Biz zencilerden köleler ordusu kurduk. Bunların bazıları kölelikten kurtulmak için baş kaldırıyorlardı. Bu baş kaldıranların başlarını kopardık.

Bu ara şunu diyelim. Önceki ABD başkanlarından Obama aslen siyahiydi. Fakat onu öyle yoğurduk ki yerli ABD başkanlarından geri kalmadı. Bizde ırk filan sökmüyor.

Çocuklara Teksas, Tommiks, Kinova kitapları okuttuk. Bu kitaplarda yerli halk Kızılderililer düşman, işgalci beyaz adam kahramandır. Doğrusu Türkiye'de besleme eniklerimiz bu işi çok iyi başardılar.

Bütün bunları da insan hakları, hak, hukuk diye nutuklar atarak yaptık.

Türklerin ders kitaplarına, dinlerini inkar edici sözler yazdırdık. Tarihine sövecek nesiller ortaya çıkardık.

Kristof Kolomb büyük bir köle tüccarıydı. Nice siyahiyi aldı sattı. Vahşi kapitalizmin temelini ilk atanlardandı o. Ancak biz onu, Türkiye'de büyük coğrafi keşifler yapan biri olarak zihinlere kazıdık.

2020 yılında Amerikan polisi George Floydadında bir siyahiyi öldürmüştü. Arkasından da hadiseler çıkmıştı. Bu hadiseler sırasında bir grup siyahi. Kristof Kolomb'un heykelini yıkıp denize attılar. Çünkü siyahileri köle sürüsü haline getirenlerin başında onun geldiğini biliyorlardı. Ama Türklerin ders kitaplarına o büyük coğrafî keşif yapanlardan biri diye yazıldı.

Macellan gibi bir misyoneri de dünyayı ilk dolaşan adam olarak, kaşif olarak Türklerin çocuk ve genç beyinlerine kazıdık.

Biz her ülkede pek çok taşeronlar kullandık, kullanıyoruz. Bu taşeronlar avcıların zağarları gibidir. Zağarlar avcı efendilerine çok bağlıdırlar. Yakaladıkları ava hiç zarar vermeden efendilerine götürüp teslim ederler. Öylesine sadıktırlar.

Türkiye'deki Müslümanlar üzerinde çok ince hesaplar yaptık. Beyinleri eğitimle dümdüz ettik. Türkiye'de Türklerin tabiriyle pek çok kimseyi yerli gavur yaptık. Çoğu beyni pelteleştirdik. Türkiye bizim için bir beyin pazarı oldu. İstediğimiz beyni seçip alabilirdik. Bu pelte gibi olmuş beyinlere istediğimiz şekli verebilirdik. O beyinlere istediğimiz formatı atabilirdik. O beyinlere istediğimiz yazılımı yükleyebilirdik.