"CHP Davaları" CHP'nin kaderini tayin edecek

Dünyadaki jeopolitik alt üst oluş ve ideolojik muğlaklaşmalar Türkiye'deki siyaseti ve siyasi partileri de ister istemez ciddi olarak etkiliyor. Türkiye siyasetini tahlil ederken konuya bu zaviyeyi ihmal etmeden bakmak icap ediyor. Nitekim sadece siyaset uzmanları değil, sıradan vatandaş ve seçmenler de bu zaviyeyi ihmal etmiyorlar. Bu bakımdan dünya ve bölgemiz olağanüstü bir dönemden geçiyor, bugünleri normal şartlar altındaki barış günlerinin sakinliği zemininde değerlendirmek zor.

Yahya Kemal Tarih Musâhebeleri isimli kıymetli kitabından şu ifadeler dikkat çekiyor: "Sulh zamanlarında, vatan, devlet, kendi vaziyetimiz müstekarken fikirlerinizi uzun müddet değiştirmiyoruz. Lakin etrafımızda sarsıntı başladı mı Fikirlerimiz de altüst oluyor." (s. 133)

Türkiye siyaseti tam da böyle bir dönemde...Bu altüst oluş özellikle muhalefet kanadında ve bilhassa Cumhuriyet Halk Partisi üzerinde çok net bir şekilde görülüyor. Muhalefet ve CHP, etrafımızdaki büyük sarsıntıyı görüyor ama fikirleri alt üst olmuş durumda, ancak yeni duruma uygun bir durum muhakemesi, jeopolitik bir bakış ve ideolojik bir yenilenmeyi gerçekleştiremiyor.

CHP, bunları yapamadığı gibi büyük bir iç çekişme ve yolsuzluk davalarıyla da bunalmış durumda... CHP, bunları aşabilmek için Erdoğan aleyhine sert söylemler ve Avrupa savunmasına Türkiye'nin destek vermesi karşılığında Avrupa'nın CHP davalarına müdahale etmesini isteyen bir siyasi hat çizdi. CHP'nin 38. Olağan ve 21. Olağanüstü Kurultaylarının iptali istemiyle Ankara'da, CHP'nin mevcut yönetimi aleyhine devam eden davada Ankara 42'nci Asliye Hukuk Mahkemesi, 24 Ekim 2025 tarihli duruşmada aktif husumet yokluğu ve davanın konusuz kalmasıyla davanın reddine karar verdi. Mevcut CHP yönetimi lehine gibi gözüken bu karar, CHP yönetimini bir süreliğine ferahlattı. Mahkeme; erteleme, mutlak butlan, kurultayın iptali, tedbir kararı, görevsizlik gibi seçenekler yerine davayı konusuz kalma ve aktif husumet yokluğu gerekçeleriyle reddetti. Mahkemenin kararı şimdi istinaf mahkemesinde yeniden ele alınacak. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP genel merkezi ise 28-29 Kasım'da CHP olağan kurultayını yaparak kurultay davalarında yeni bir avantaj elde edeceklerini düşünüyorlar. Bu gelişmenin CHP'deki Kemal Kılıçdaroğlu etrafında toplanan parti içi muhalefeti daha zor durumda bırakacağı da açıktır.

Ancak parti içi muhalefetin şimdilik kaybetmesi ve Ekrem İmamoğlu'nun yokluğu, CHP olağan kurultayında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in önünü tamamen açacaktır. Özgür Özel'in bu fırsattan istifade ederek üzerindeki partiye daha fazla hakim olması mümkündür. Bu da CHP içindeki dengelerin değişmesi ve Özgür Özel'in en güçlü aktör haline gelmesinin önünü açabilecektir. Bu bakımdan dikkatle takip edilmesi gereken bir başka konu da yolsuzluk davalarının seyri olacaktır. Özellikle belediye yönetimlerinin uygulamaları nedeniyle farklı şehirlerde gündeme gelen yolsuzluk iddiaları artık iddianamelere dönüşmeye başladı. Bu bakımdan Beşiktaş İddianamesi sarsıcı iddialar, itiraf ve bilgiler içeriyor. Beşiktaş Belediyesi'nde "rüşvet çarkı" iddianamede Beşiktaş Belediye Başkanının Eski Özel Kalem Müdürü Emirhan Akçadağ ifadesinde şöyle anlatılıyor: Kayıt dışı harcamaları ben tuttum. Paralar, ruhsat, zabıta ve aşevi üzerinden toplanıyordu. Rıza Akpolat ve ailesinin giderleri bu paralarla karşılanıyordu."