Yedeği olmayan lider

Kayserispor karşısında 0-2'den 3-2'ye, Göztepe karşısında ise 2-2'den 4-2'ye getirerek kazanan Trabzonspor da maçlara damgayı önce Abdullah Avcı, sonra da futbolcular ve de topyekûn camia vurdu. Önce "Abdullah Avcı" diyorum. Çünkü her iki maçın da ikinci yarılarına 3'er futbolcu değiştirerek başladı. Sonra "futbolcular" diyorum. Çünkü ilk 11'de çıkanlarla yer değiştirenler sanki kulübede değillerdi de, saha içindeymişçesine motive durumdaydılar. Sonuçlar da ortada. Bunun tek cümle ile ifadesi de şudur: "Trabzonspor'da asıl-yedek ayrımı yok." Var olan nedir Herkesin gerek duyulmaya hazır halde ve "asıl" statüsünde yer aldığının bilinmesidir. Başarının gizli mimarları arasında yer alanlardan Trabzonspor'un bir tek bordo mavili forması eksik olan, kravatlı Profesyonel Takım Menajeri Emrah Tok'un her maç öncesi TFF'ye teslim eylediği listede yer alan 21 futbolcunun tamamı saha içindeymişçesine hareket ediyorlar. Bu hareket kulübede otururken istek ve heyecanla kendini hissettirirken, Abdullah Avcı'dan gelen "Sahaya atla" talimatı ile hazır asker misali akla emanet edilmiş ayaklarla devreye giriyor. Bir başka ifade ile kulübede ilk dakikada başladıkları maçı, sadece 5 tanesi fiziki olarak 90 dakika sonunda yeşil çimler üzerinde tamamlıyor. Girenlere yer açmak için çıkarılanları mı soruyorsunuz Görünen ve anlaşılan o ki onlar da çimler üzerinde başladıkları oyunu aynı şevk ve heyecanla kulübede tamamlıyorlar. Böyle olduğu için de, hiç ama hiç üzülmüyor, çıkışı da sorun etmiyorlar. Çünkü biliyorlar ki, Abdullah Avcı'nın oyuncu değişimlerindeki en önemli kriterlerinden biri de, ilk 11'de sahaya sürdüğü oyuncuların iyi ya da kötü oynamaları değil, gerektiği için rakibin sahada durumu ve pozisyonuna göre yapılan