Berat kötü oynadı, ama stoper arayışına nokta koydurdu

Trabzonspor için, şampiyonluğa giden yolu "gül bahçesine çevirme", Galatasaray için ise "karanlık yolda ışık bulma" maçı idi. Sonuçta maç Trabzonspor "gül bahçesine dalmak", Galatasaray ise "karanlığa gömülmek" üzere bir hal ile tamamlandı. Oysa Galatasaray oyuna, genellikle maçların ilk yarılarını hep "temkinli oynamayı seven" Trabzonspor'un üzerine "henüz dişleri dökülmemiş yırtıcı bir aslan" gibi giderek başladı. Trabzonspor'dan da özellikle Berat'ın 5 top kaptırması (ki bunlardan birinde de Uğurcan maçtaki imkansız kurtarışını yaptı) buna eklenince sarı-kırmızılılar "maçı rahat kazanır" görüntüsü verdi. Ama dedik ya kalede "imkânsızları kurtaran" bir Uğurcan vardı. Hem de belki kendisinin bile tekrarlayamayacağı 3 imkânsız kurtarış ile bana göre maçı Trabzonspor'a Taylan'dan daha çok kazandıran kazandırdı kaptan. Yani maçın "kazandıran" gerçek adamı kaleci-kaptan Uğurcan idi. Aslında "kayıp olan" ama, dolaylı olarak kazandıran biri daha vardı Trabzonspor'da. O da Berat idi. Topu ikinci bölgeden 3'üncüye taşımakla görevini unutarak, birinci bölgedekilere sıkıntı üzerine sıkıntı yaratan Berat, Abdullah Avcı'ya, "Bu adamla bu iş olmayacak. Çözüm bulmam lazım" dedirtti. Çözüm de Berat'ın yerinde Siopis'in olması idi. Ama sahada 3 yerli bulunması şartına göre bu iş nasıl olacaktı. Maçın başında hiç hesaba katmadığını yapacak, ister istemez Denswil'i çıkarıp, Ahmetcan'ı oyuna sürüp, Siopis'e yer açacaktı. Eh artık onu da yapsın bari. Hem de dışarıda da 3-5 milyon Euro teklif edilen stoperlerden söz edildiği bir süreçte Ahmetcan çıktı oynadı ve sözü edilen Kaan Ayhan, ya da Adana Demirsporlu Samet'in yapabileceklerinden daha fazlasını icra eyledi. Yeri gelmiş iken 3-5 milyon Euro'luk fiyattan dem vurulan Samet'in de Trabzon alt yapısından