YARGI SOPASI

AKP iktidarının en önemli hatası nedir derseniz, çok uzun bir zamandır giriştiği yargı sopası ile muhalefeti dizayn etme çabasıdır derim.

Biliyoruz ki iktidar her rejimde vardır, fakat herhangi bir rejimin demokratik bir rejim olabilmesi için olmazsa olmaz koşul muhalefetin de olmasıdır.

Demokrasilerin en temel ilkesi iktidar gücünün nicelik, nitelik ve süre olarak sınırlanmasıdır. Güçler ayrılığı ile denge ve denetleme mekanizmalarının doğru düzgün kurulup işletilmesi bir demokrasinin olmazsa olmazıdır. Bu maksatla her demokraside iktidar gücü kişi ya da kurumlara anayasal çerçeve dahilinde ve belirli bir süre sınırı konularak tahsis edilir.

Demokrasilerde hiç kimse anayasal çerçeveyi aşan bir iktidar gücü kullanamayacağı gibi kendisine tahsis edilen süre sınırını da aşamaz, aşmaya kalkan olursa demokrasiye ihanet eder, anayasal düzene darbe yapmaya kalkışmış olur. Tarih bu gibi işlere tevessül eden kişi ya da kurumların ibretlik öyküleri ile doludur.

Demokrasiyi içine sindirmiş kişiler muhalefete tahammül etmeyi ve muhalefet ile birlikte yaşamayı da içine sindirmiş demektir. Muhalefeti yok etmeyi ya da bel altı vuruşlar ile etkisizleştirmeyi hayal eden kişilerin demokrasiyi benimsemedikleri aşikardır.

Bakınız tarih boyunca her rejimde iktidar öyle ya da böyle el değiştirmiştir, fakat sadece demokrasilerde iktidarın el değiştirmesi ölüm ya da şiddet yolu ile değil anayasa da yazılı olarak önceden belirlenmiş koşullar dahilinde, adil ve şeffaf bir seçim yarışı sonucunda olur.

İktidarın önceden yazılı olarak belirlenmiş, herkesçe kabullenilmiş, adil ve şeffaf süreçler sonucunda el değiştirmesi ise toplumsal barış ve huzurun korunması için mutlak bir gerekliliktir.

Seçimler sırasında halkın doğru tercihlerde bulunabilmesi için doğru bilgi sahibi olması gerektiği de aşikardır. Başta medya olmak üzere halkın doğru bilgiye ulaşabileceği kaynakların iktidar tarafından siyasal, sosyal ve ekonomik konularda doğru bilgiye ulaşmasını engelleyecek şekilde manipüle edilmeye çalışılması da serbest seçim ve milli iradeye kabul edilemez bir müdahale olarak değerlendirilmelidir. Bağımsız medya halkın seçme ve seçilme özgürlüğünü hakkı ile kullanabilmesi açısından olmazsa olmaz bir koşuldur.

Şunu da açıkça belirtmek isterim ki muhalif siyasilerin ve medya kuruluşlarının iktidar gücü ile hizaya getirilmeye çalışılması ve yetmezmiş gibi bu süreçlerde yargı gücünün de sopa olarak kullanılması sonuçta ülkedeki demokratik ortama da zarar vermekten başka bir işe de yaramayacaktır.

Konuyu ve bu hatırlatmaları neden bu kadar uzattım derseniz; arkadaşlar Ekrem İmamoğlu'nun başına gelenlere bir bakın derim.

Sudan bahaneler ile açılan davalar, bu davalarda istenen hapis ve siyasi yasak cezaları yetmezmiş gibi 35 yıl önce alınmış bir diplomayı iptal ettirerek Ekrem İmamoğlu'nu seçim yarışından çekme gayretleri sizce de muhalif bir kişinin siyasi hak ve özgürlüklerine açık bir müdahale girişimi değil midir