Milliyetçi Hareket Partisi'nin ümmetçi siyaset güden AKP'ye yanaşması ve Hüda-Par gibi şeriatçı bölücü bir parti ile bir araya gelmesi zaten çok şaşırtıcıydı.
Birde bunun üzerine Bahçeli'nin "Öcalan gelsin konuşsun sonra umut hakkı kapsamında af edilsin" konuşması ile başlatılan saçılım süreci tabir-i caizse olan bitenin üstüne tüy dikmiş bulunmaktadır...
En son geldiğimiz noktada Hüda-Par tarafından yapılan ve bazı AKP'li milletvekillerinin de katıldığı "Kürt Meselesine İnsani Çözüm'' toplantısında dile getirilen talepler açıkçası Bahçeli ne yapıyor, MHP neye çalışıyor, nereye koşuyor sorularının dile getirilmesine yol açmış bulunmaktadır.
Bahse konu Hüda-Par tarafından yapılan toplantının sonuç bildirisinde dikkat çeken bazı başlıklar şöyle, sizde okuyun haksız mıyım söyleyin:
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yüzyılı toplumsal travmalar, katliamlar, kıyamlar, isyanlar, haksızlıklar ve hukuksuzluklarla geçti. Nereden bakılırsa bakılsın Kürtler başta olmak üzere bu topraklarda yaşayan bütün insanlar için bu yüzyıl, büyük bir kayıp oldu. Bu kayıp sadece Türkiye için değil, İslam coğrafyasının tamamı için de istikrarsızlık nedeni oldu.Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk olduğu tanımlamasından vazgeçilmelidir.Devlet diline hâkim olan ırkçı, dışlayıcı ve inkârcı söylem tüm mevzuattan, literatürden ve eğitim müfredatından çıkarılmalıdır.Kürt meselesinin kaynağını oluşturan Kemalist zihniyetin ürünü olan darbe anayasası değiştirilmeli ve eşit vatandaşlık temelinde yeni bir anayasa hazırlanmalıdır.Ülkemizde siyasal istikrarın ve birlikteliğin tahkim edilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı çatısı altında yazılan Tarih ve Edebiyat kitaplarındaki resmi ideolojinin gerçeğe aykırı tezlerinden vazgeçilmelidir. Kürtlerin ve Türklerin Malazgirt, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı gibi kritik süreçlerdeki tarihsel birliktelikleri sahih bir surette yeniden yazılmalıdır.Kürtçe anayasal güvenceye kavuşturulmalı, anadilde eğitimin önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.Anayasada Kürtlerin yokluğu değil varlığı güvence altına alınmalıdır.Laik temelde bir ulus devlet inşasına girişen cumhuriyetin yeni yönetici kadroları, homojen bir toplum üretme adına farklılıkları eritmeyi, asimilasyonu, yok saymayı dayatmış ve uyguladıkları politikalarla kardeşlik, adalet ve merhamet duygularını tahrip etmiştir.Bu paragraflardan da anlaşıldığı üzere Hüda Par tarafından çözüm bahanesi ile istenilen düzen Türk'ün adının silindiği, Türk Devrimlerinin buharlaştırıldığı, demokrasi ve laikliğin yok edildiği, Türk'ün zaferlerine ortak çıkıldığı bir teokratik diktatörlüktür.
Eh Hizbullah kafasındaki adamlardan da zaten başka bir çözüm beklemek mantıksız olurdu değil mi