Kayyum Kemal

Öncelikle şunu söylemek isterim ki CHP'nin yeni seçilen Genel Başkanı Özgür Özel ve ekibini tasfiye edip yapılmış kurultayları mutlak butlan kapsamında hükümsüz kabul ederek CHP yönetimini kongre öncesi haline döndürmek operasyonuna girişenler muhakkak ki kazanamayacaktır, ben bundan eminim...

Nereden bu kadar eminsin diye soracak olursanız...

Kemal Bey'in kaybetme yeteneğine güveniyorum!

Açıkça söylemek gerekir ki Kemal Bey'in o ya da bu şekilde içinde olduğu herhangi bir operasyonun kazanma şansı olmadığını düşünüyorum, bu yüzden 30 Haziran'a yönelik ciddi bir endişe taşımıyorum...

Peki, olmaz ama olur da tüm hukuk kaideleri ayaklar altına alınır ve 30 Haziran'da mahkeme kurultayları hükümsüz ilan eder ve parti yönetimini kurultay öncesi haline döndürürse ne olur

Bay Kemal Olur Kayyum Kemal...

Bir insan kendi kendine bunu niye yapar

Niye siyasi tarihe isminin Kayyum Kemal diye yazılmasını ister

Elbette bunu bilmek mümkün değil, mantıklı bir açıklaması da yok amma ve lakin tarihe baktığımızda siyasi hırs ve kıskançlıkların en olmadık insanlara en olmadık işleri yaptırdığı da bir çok defa görülmüştür...

Malum Kılıçdaroğlu kendisini ziyaret eden CHP heyeti mahkemenin olası bir mutlak butlan kararına karşı bir açıklama yapmasını isteyince; "Böyle bir açıklama yapamam. Umarım, mutlak butlan çıkmaz ama olursa da partimi kayyuma terk edemem. Ben kabul etmesem kayyum gelecek. Kayyuma mı bırakayım Karardan sonra Özel ile oturur, konuşuruz. Ben devlette uzun süre görev yaptım. Siz bana 'Mahkeme kararına uymayın' diyorsunuz. Ben mahkeme kararlarının sıkıntılı olduğunu biliyorum ancak sonuçta mahkemenin verdiği karara herkes uymak zorunda. Sokak gösterilerini tetikleyecek, parti içinde kırılma yaratacak bir tavrı benden nasıl beklersiniz" demiş.

Tam bir istemem yan cebime koy açıklaması olmuş ve açıkça söylemek gerekirse bu açıklamalar Kemal Bey'in saray ile işbirliği içinde saray rejimini koruma derdinde olduğunu göstermektedir...

Oysa Kemal Bey çıkıp: "Arkadaşlar muktedirler tarafından partimizin yükselişinin önünü kesmek, seçim ile kazandığımız belediyeleri elimizden almak ve esir tutulan arkadaşlarımızı mapus damlarında çürütmek için hukukun araçsallaştırıldığı siyasi bir operasyon yapılmaktadır...

Bu kumpas girişimini elbette dayanışarak savuşturacağız...

Kurultaylarımızda zerrece bir şaibe olmadığı kesindir...

Ben kurultay delegelerimiz tarafından seçilen Özgür Özel ve yeni yönetimin sonuna kadar yanındayım...

Üç beş meczubun hezeyanlarına kapılıp partiyi kimseye oyuncak etmem...

Olmaz ama böyle bir hukuksuz durum ortaya çıkarda mahkeme böyle bir karar verir ve ben kayyum görevini üstlenmek zorunda kalırsam; partiye gelmem, hakkım olmayan o koltuğa oturmam, hakkı ile seçilmiş Özgür Özel ve yönetimi aynen devam eder. Bu arkadaşlar her türlü tasarrufta serbestçe bulunur, benim imzalamam gereken herhangi bir şey olursa evime getirirler imzalarım ve teşkilat ya da politikalarda en ufak bir değişiklik bile yapmadan partiyi en kısa zamanda kurultaya götürür, bu hukuk dışı girişimi tamamen boşa çıkarırım." diye konuşsa ne kurultay tartışılır ve ne de son bir umut bu girişime kalkışmak isteyenlerin bir umudu kalır değil mi