Hayal edilen; APO dışarı Hoca içeri mi

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın sudan sabundan sebepler ile gözaltına alınıp tutuklandığını gördük!

Gözaltı kararının Cumhurbaşkanına hakaretten verildiği söyleniyor. Bahse konu bu konuşma Antalya'da yapılan bir konuşma. Hem kendi evi barkı ve hem de hakaret etti denilen kişi Ankara'da olmasına rağmen her nedense İstanbul Başsavcılığı işlem başlatmış ve Ümit Özdağ apar topar göz altına alınarak İstanbul'a götürülmüş ve tutuklanmıştı.

Sonra bu Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasından beraat verildi ama bazı X paylaşımları gerekçe gösterilerek bu sefer halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmekten tutuklandı.

Bahse konu suç Türk Ceza Kanununun 216. Maddesi ile düzenlenmiştir.

Bu madde Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama başlığı altında yazılıdır ve şöyledir:

Madde 216 - Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Ümit Özdağ bu tutuklamaya sebep olarak gösterilen paylaşımları çok önce yapmış ama bu tutuklamaya kadar kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike ortaya çıkmamış değil mi

Peki, kanunda net bir şekilde yazılmış bulunan açık ve yakın bir tehlike ortaya çıkmamışsa Ümit Hocayı bu suçlama ile nasıl ve neden tutukluyorsunuz

Şimdi gelelim bebek katilinin bu madde karşısındaki durumuna; eğer Ümit Özdağ bu suçtan tutuklanabiliyorsa bu suç gerekçesi ile PKK elebaşı Abdullah Öcalan'a ölen kişi başına 1 yıl hapis cezası verilse adamın 40 bin yıl ceza alması gerekmez mi

Bebek katilinin asli suçu halkı sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek ve tahrik etmek ile de kalmayıp silahlı terör örgütü kurup yaptığı ya da yaptırdığı eylemlerde 40 bin kişinin ölümüne neden olmak değil mi

Böyle bir çifte standardı kabul etmek ve makul görmek mantıklı ve vicdani bir iş mi

Bakın sevgili okurlarım Türkiye Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında yapmış olduğu "Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, Umut Hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı'dan DEM'e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın." Çağrısı ile beraber yeni, anlaşılması zor ve tuhaf bir döneme girmiş bulunmaktadır!

Bugüne kadar azılı PKK'lılar ve radikal bölücüler dışında hiç kimse Öcalan affedilsin, serbest bırakılsın diye bir talepte bulunmamışken Türk Milliyetçilerinin temsilcisi olduğunu, terör örgütü PKK'ya düşman olduğunu iddia eden bir politikacının bu kadar radikal bir söylemle ortaya çıkması sizce de çok anormal bir şey değil mi