Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Peygamber Efendimizin 'işçinin alın teri kurumadan hakkını verin' öğüdü, medeniyetimizin de özünü yansıtan güçlü bir erdem ve adalet çağrısıdır." Diye başladığı konuşmasının devamında doğrudan 7 milyon çalışanı ve dolaylı olarak toplumun tamamını ilgilendiren yeni asgari ücreti 22 bin 104 lira olarak açıkladı.
Yeni asgari ücretin "hayırlı olmasını" dileyen Işıkhan, "Makroekonomik ve konjonktürel dinamikleri de değerlendirerek en dengeli seviye belirlenmeye çalışılmıştır. Bildiğiniz gibi 2024 yılında net asgari ücret devletimiz tarafından verilen 700 lira asgari ücret desteğiyle birlikte 17 bin 2 lira olmuştu. 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari net ücreti 22 bin 104 lira olarak belirlemiş bulunuyoruz. Asgari ücret desteğini de 700 liradan 1000 liraya çıkardık. Ülkemize ve aziz milletimize hayırlı uğurlu olsun. Bu rakamlarla net asgari ücreti önceki yıla yüzde 30 olarak artış yaptık" diye konuştu.
Sosyal medyada bir paylaşım gördüm, bu paylaşımda: "Onları Şam fatihi yaparsanız onlar da sizi asgari ücret gazisi yapar" demiş bir vatandaş, durumu bu kadar iyi izah eden bir bakış açısı daha olabilir mi
Bakın AKP taifesi dini ve hamasi söylemleri bol bulamaç kullanmayı hatta kullanmak da ne istismar etmeyi pek seviyor, asgari ücretin açıklanması sırasında "işçinin alın teri kurumadan hakkını verin" hadisini kullanmaları da bunun tipik bir örneğidir.
Fakat açıkça söylemek gerekirse hadis bunların sadece ve sadece dilinde, hadisin anlamını ve önemini idrak etmekten bile aciz bunlar!
Oysa bahse konu hadiste dile getirilen iki temel koşul var bunlar:
Hakkını verin.Zamanında, en hızlı şekilde verin.Peki, 22 bin 104 lira bir aylık emeğin karşılığı mı
Bir insan yan gelip yatmak ya da kahvede okeye dönmek varken niye çalışır
Çalışan insanın hedefi kendini ve ailesini insan onuruna yakışır bir şekilde yaşatmak değil midir