Gençler neden evlenmiyor
Yıllardır genç nüfusumuz yüzünden Avrupa bize muhtaç mavalı okunup duruyor ve herkes de bu mavala inanıp avunuyor, mutlu oluyordu ya gerçekler ortaya çıkınca herkes paniğe kapıldı.
Sanırım korkunç bir nüfus çöküşü olasılığını gündeme getiren gerçeklerin ürkütücülüğü yüzünden konu hakkında her önüne gelen ahkam kesmeye, fikir beyan etmeye başladı
Son konuşanlardan biri de MSÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu olmuş, Afyoncu:
"Eğitim süresi uzadıkça evlilik yaşı yükseliyor. Üniversitede okuyacak insan sayısının azalması, daha genç yaşta evleneceklerin artmasını sağlar. Bunun planlanması lazım.""Nüfus probleminin en önemli sebebi büyükşehirler. 10 bin kişilik kasabalar kurmamız gerekiyor.""Ayrıca Türk coğrafyasından insanları getirmeliyiz. Dinlerini, dillerini yaşama imkânı olmayan, varlıklarını sürdürmeleri tehlikede olan Türk toplulukları var. Devletin ilgili birimleri bakacak; bu Türk topluluklarının hangileri olduğunu bulacak ve Türkiye'ye göçü teşvik edecek." Demiş...Burada bir çok yanlış yorum olduğunu ve bir çok yerde nedensellik ilkesinin doğru kurulamadığını söyleyerek söze başlamam gerekiyor.
Öncelikle Erhan Afyoncu yaşanmakta olan sosyolojik değişiklikten ve bu değişimlerin tersinemez özelliklerinden bihaber olarak yorum yapıp, çözüm üretmeye kalkışmış ki bu bile başlı başına çok büyük bir hatadır.
Nüfus problemini yaratan ne geç evlilikler ve ne de büyükşehirlerdir.
Sosyoloji değişip toplum ilerleyip geliştikçe eğitim süresinin uzaması ve evlilik yaşının yükselmesi zaten işin normalidir.
Ayrıca değişen sosyoloji ve teknoloji sayesinde sadece evlilik yaşı yükselmiyor aynı zamanda beklenen yaşam ve ortalama yaşam süresi de yükseliyor. Eskiden insanlar 45 50 yaşında bu dünyadan göçüp giderken şimdi 60 70 yaş orta yaş sayılıyor.
Ayrıca Büyükşehirlerin getirdiği çağdaş yaşam biçimi, hijyenik ve tıbbi imkanlar ölü doğum ve bebekçocuk ölümü gibi vakaların oranını çok düşürmüş ve dahası tüp bebek yöntemi gibi tıbbi imkanlar normal şartlar dahilinde bebek sahibi olamayacak insanların da bebek sahibi olabilmesine imkan tanımıştır.
Yani kısacası büyükşehirler üzerine inşa edilen çağdaş yaşam biçiminin bir nüfus çöküşüne yol açtığı ya da açacağı varsayımı tamamı ile bir safsatadan ibarettir.
Türkiye özelinde evlilik ve çocuk sahibi olmanın önündeki en büyük engel iktidarın son on yılda yarattığı korkunç gelir çöküşüdür!
Bu saçma gelir politikaları ve gelir çöküşü yüzünden iş bulamayan iş bulsa bile geçinebilecek bir ücret elde edemeyen gençler evlenemiyor, evlenseler bile çocuk yapmaya cesaret edemiyor.
Dolayısı ile Erhan Afyoncu'nun kurduğu nedensellik ilişkisi gerçekçi değil, Afyoncu yanlış varsayımlardan hareket edip yanlış sonuçlara ulaşmış.
Eh burada yaşanan sorunu doğru algılayamayınca doğru önerilerde de bulunamamış tutmuş dışarıdan nüfus ithal edelim demiş.
Peki dışarıdan nüfus ithal etmek sorunumuzu çözer mi yoksa başka başka siyasi, etnik, dini ve ekonomik sorunlara mı neden olur Böyle bir nüfus ithalatı iktidar tarafından zaten yaşanamaz hale getirilmiş bulunan memleketi daha da yaşanmaz bir hale getirmez mi