Bir diktatörün iki sorunu

Aslında açıkça söylemek gerekirse bir kişinin diktatör olmaya çalışması için aklını peynir ekmekle yemiş olması gerekir.

Uygarlık tarihine baktığımızda birçok ünlü diktatörün son derecede acı bir sonla yüzleştiğini görürüz, bunlara birkaç örnek vermek gerekirse:

Roma diktatörü Jül Sezar MÖ 15 Mart 44'te, Roma'da senatörler tarafından gerçekleştirilen bir suikast sonucu öldürülmüştür.

Bir başka önemli örnek ise Napolyon'dur. Fransa'da askerî başarıları sebebiyle popülerleşen Napolyon Bonapart, Fransız toplumunda çabucak büyük bir önem kazandı. 1804'te, iç savaştaki Birinci Fransız Cumhuriyeti'nin başına bir darbeyle gelip kendini İmparator ilân etti sonu ise herkesin malumu

Mussolini, Hitler, Çavuşesku, Saddam ve Kaddafi gibi diktatörler de hep benzer bir sonla karşılaşmışlardır.

Eh bu diktatörlerin yaşam öykülerini ve sonlarını okuyup da hâlâ diktatör olmaya heveslenen biri varsa emin olun IQ seviyesi ancak ayakkabı numarası kadardır.

Fakat buna bunca tarihî derse rağmen son derecede şaşırtıcı bir şekilde bazıları halen diktatör olmaya heveslenebiliyor Putin'de bu durumun son örneklerinden biri.

Bu yazının ana konusu elbette ki diktatörlerin tarihi değil, diktatörlerin sonunu hazırlayan iki temel sorun, her diktatör:

1-Yeterli sayıda nitelikli adam bulmakta.

2-Yeterli miktarda para bulmakta zorlanır.

Hemen her diktatör bir noktadan sonra bu iki sorunu çözemez hâle gelir ve bunun yüzünden de rejim çöker.

Peki, bir diktatör neden yeterli sayıda nitelikli adam bulamaz

Bunun en önemli sebebi diktatörlerin kaygan zeminde iktidarını koruyabilmek için yoğun bir terör ortamı yaratmak zorunda olmasıdır.

Böyle bir zorunluluk vardır çünkü diktatörlüklerde iktidarın meşru ve barışçıl bir şekilde el değiştirebileceği yol ve yöntemler bulunmaz. Gücü ele geçiren her daim iktidarı da ele geçirir üstelik eski diktatörün de gözünün yaşına bakmaz, ortadan kaldırır.

Diktatörlüklerde sadece diktatöre muhalif olan kişi ve kesimler değil en az onlar kadar diktatöre yakın ve yandaş olan kişi ve kesimler de tehdit altındadır. Gene tarihe baktığımızda görürüz ki diktatörler düzenli olarak yakınlarında bulunan kişileri tırpanlar, onların güçlenmesine ve iktidarına bir alternatif haline gelmesine asla izin vermezler.

Akıllı ve nitelikli insanlar bunu bildiği ve tehlikenin farkında olduğu için çoğunlukla diktatörlerden uzak durur, onlarla birlikte çalışmak istemez sonuçta oluşan boşluk yüzünden de diktatörlerin etrafı kısa sürede kifayetsiz muhterisler ile dolar. Bu durum zaten pek az bulunan nitelikli insanların daha da uzak durması ya da kifayetsiz muhterislerce uzak tutulması için ayrı bir neden oluşturur.