Ülkenin bel kemiği

Batıracak parayı" demiş İmamoğlu, Özgür Özel'e hayıflanarak. Bu yüzden istediği parayı vermemiş oğluna. O da ne yapsın, gitmiş annesinden, dedesinden istemiş.

Annesi çok üzülmüş oğlunun durumuna. Hemen dairelerinden birisini satmış, dedesi bir şeyler bozdurmuş. Göndermişler Selim'e. Özgür Özel böyle savunuyor, Türkiye'nin aydınlık yüzü, bol sıfırlı hesaplar ve Avrupa'da şirketler sahibi genç girişimci Selim'i.

Siz bakmayın henüz 28 yaşında olduğuna. Kendi ifadesiyle, "çıktığı bu yolun kıymetini ve zorluğunu" en iyi kendisi bilecek kadar deneyimli.

O kadar kritik bir öneme sahip ki kendileri, "Biz bu ülkenin bel kemiğiyiz. Biz yoksak gelecek yok, refah yok, umut yok, mutluluk yok, huzur yok" diyecek kadar memleket için vazgeçilmez.

Kurduğu yat şirketinin, ailesinin üzerindeki milyarlarca liralık köşklerin, katların, arsaların, dükkanların, dairelerin hesabını tutacak değiliz.

Bu değirmenin suyu nereden geliyor diye de soracak değiliz.

Tüm ülke her gün çarşaf çarşaf itiraflarla öğreniyor zaten.

Hesap soranlara cevaplar hazır: "Çağdaş ve laik Türkiye'ye savaş açıyorlar. Hedefe konan İmamoğlu ismi değil, ülkenin aydınlık yarınları".

Demek ülkenin bel kemiği, milletin servetini yandaşlarına dağıtan bir zümrenin tükenmek bilmeyen ihtiraslarıymış.

Ya böylesi bir nimete sahip olmasaydık

Ne kadar şükretsek azdır.

Oğlunun ticari kabiliyetlerine güvenmediği için Avrupa'da kurduğu şirketlere kesesinden para göndermeyen İmamoğlu için demek ki yanında sıvacı kalfalığı yapan Adem Soytekin daha fazla güvenilir.

Öyle olmasaydı İBB bütçesinden sıvacısına milyarlarca liralık ihaleler verir miydi

Belediyenin reklam işlerinden sorumlu sağ kolu