Kürtler için neden tarihi fırsat

Hükümetin başarıya ulaşması halinde etkilerinin tüm bölgeye hızlıca yayılacağına inandığı Terörsüz Türkiye Projesi'nde kilit ifade bu: Tarihi fırsat. Hem süreci bir devlet politikasına dönüştüren Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de sürecin fitilini ateşleyen MHP lideri Bahçeli konuşmalarında sık sık bu "fırsat" ifadesinin altını çiziyor.

Süreç kimi zaman kendi tabanında ciddi bir yekûnu işgal eden ırkçıları başka kapıya kaptırmak istemeyen CHP, kimi zaman da terörün olmadığı bir iklimde yaşamını sürdüremeyeceğini anlayan ilkel Kürtçüler tarafından sabote edilse de ağır yara almadan devam ediyor.

Fakat silahların konuşmadığı bir coğrafyanın inşa edilebilmesinin önündeki asıl engel bu iki çevre değil. Onlar zarar verse de çözümü durdurabilecek güçte değiller. Buna karşın Mesut Barzani gibi en az üç kuşaktır Kürt toplumunu etkileyen liderlerin ortaya koyduğu yaklaşımlar son derece önemli.

Cizre ziyaretinde kendisine eşlik eden silahlı korumalar yüzünden başlayan gerilim sürecin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. Barzani'nin öfkeyle başlayan cümlelerinin ikinci açıklamasında yerini makul bir çizgiye bırakması beklenen bir şeydi. Çünkü Türkiye'yi karşısına aldığı hiçbir denklemin kendisine yarar getirmeyeceğini çok iyi biliyor. Aynı zamanda emperyalistlerin gölgesinde elde edilen kazanımların kısa sürede heba olacağını da.

Babası Molla Mustafa Barzani 1946'da İran topraklarında kurulan Kürt Mahabad Cumhuriyeti'nin en önemli destekçisiydi. Zaten KDP de kendisini bu devletin mirasçısı olarak kabul ediyor. Oysa SSCB desteğiyle kurulan Mahabad'ın ömrü Rus Ordusu'nun İran'dan çekilmesi sonrası birkaç ay içinde bitti.

Mustafa Barzani'nin bir gün Sovyet, diğer gün İngiltere ve ABD, bazen Saddam Hüseyin kimi zaman da İran desteğiyle sürdürdüğü mücadeleden geriye kalan bakiye Irak'ın kuzeyinde otonom bir bölge. Kendisi ise sürgündeyken ABD'de vefat etti. Oysa kazanım denilen bu şey 1970'ten beri var. Hem de Irak'ın Baas dönemi anayasasının güvencesinde.

Mesut Barzani'nin en büyük başarısı Irak'ın tüm şehirleri 2003'ten bu yana yerle bir edilirken, yangını kendi bölgesinden uzak tutmasında. Ayrıca işgalin çirkin bir meyvesi olan