TBMM'deki komisyonun Öcalan'la görüşme kararı, ülkedeki tüm partilerin terörün bitirilmesi ve Kürt sorunun adil bir yaklaşımla çözülmesinde ne kadar samimi olduklarını test etmemizi sağladı. CHP bu görüşmeye evet oyu verseydi, ziyaret komisyonun bugüne kadar yürüttüğü çalışmaların rutin bir parçası olarak değerlendirilecek ve bu kadar önemli bir hale gelmeyecekti. Fakat CHP kendi eliyle bunu bir samimiyet testine dönüştürdü.

Öcalan, devletin gerekli imkanı sağlamasıyla zaten görüşlerini kamuoyuyla paylaşmış durumda. PKK'nın tasfiye edilmesini istedi ve örgüt Mayıs ayında bu talebini yerine getirdi. PKK ve KCK artık yok. Silahlarını kendi elleriyle getirip imha ettiler. Fakat bu durum "PKK zaten bitti, neden Öcalan'la görüşülüyor" söylemini haklı kılmıyor.

PKK bitti. Çünkü Ak Parti Hükümeti, MHP'nin desteğiyle son 9 yıldır Suriye ve Irak'ta kesintisiz operasyonlarla örgütü hareket edemez hale getirdi. 2018'de başlayan Kararlılık Operasyonu ve 2019'da başlayan Pençe Harekatı'nda binlerce örgüt üyesi öldürüldü.

Kamplar yerle bir edildi. İçinde PKK'yı Öcalan'la birlikte kuran kadroların da olduğu pek çok üst düzey ele başı etkisiz hale getirildi. Eş zamanlı olarak Suriye'de gerçekleşen dört büyük harekatla PYD Fırat'ın doğusuna sıkıştırıldı. Süreci değerlendirirken büyük bedeller ödediğimiz bu 9 yılda yaşananları dikkate almazsak meseleyi tam olarak idrak edemeyiz.

Bugün geriye "askerî açıdan" çözüm noktasında sadece Suriye'deki PKK varlığı (PYD) kalmış durumda. Lakin hem Türkiye hem de büyük acılar çekmiş bir halkın zaferinin meyvesi olan yeni Suriye Devleti, sorunu kan dökerek çözmek istemiyor.

70 yıllık Arap ırkçısı-Kürt düşmanı Esat rejiminin yıkılmasıyla birlikte sadece Arap ve Türkmenler için değil, Kürtler için de yeni bir dönem başladı. Kürtler Osmanlı'nın yıkılmasından bu yana ilk defa Suriye'nin kurucu unsuru ve eşit yurttaşı olabilecek durumdalar.

Türkiye, Esat rejimine karşı halk ayaklanması başladığında o zaman muhalefetin bir parçası olan PYD'yi muhatap almış ve Salih Müslim'i Ankara'da ağırlamıştı. Çözüm süreci sırasında Türkiye'ye gelen Müslim'den Ankara'nın talebi Esat rejimiyle bağlantılarını kesmesi, muhalefet bloğunun içinde yer alması ve barış sürecine katkı vermesiydi. O tarihte CHP ise Salih Müslim'in gelmesini "terörist başı Ankara'da ağırlanıyor" diyerek yargıya taşıyordu.

Çözüm süreci çöküp ABD'nin verdiği silahlardan gözü kamaşan PYD Türkiye'ye savaş ilan ettiğinde ise CHP lideri "PYD bizim düşmanımız değil, topraklarının özgürlüğü için savaşıyorlar"