Bu yazının İmamoğlu'yla alakası yoktur

Osmanlı Devleti'nde sadrazamlık gibi "devletin padişahtan sonraki en yetkili makamına" gelebilmek için o tarihte Avrupa'da olduğu gibi asil bir soya mensup olmanız ya da zengin olmanız gerekmezdi. Yeteneğiniz, kabiliyetiniz, eğitiminiz varsa fakir bir aile çocuğu hatta köle bile olsanız sadrazam olabilirdiniz.

Fakat adınız "yolsuzluk, rüşvet, irtikap" gibi suçlara karıştıysa çok kısa sürede gözden düşebilir hatta sonunda başınızdan olabilirdiniz.

Mehmed Emin Paşa'nın işte böylesi trajik bir hikayesi var. Babası havlu-tülbent tüccarı olduğu için Yağlıkçızade ismiyle bilinen Emin Paşa genç yaşta Sadaret Kalemi'ne memur olarak girer. Kısa sürede yükselir, reisülküttab olur. Yükselişi çok hızlıdır.

Bürokrasiyi kavramıştır ancak orduya ilişkin hiçbir tecrübesi yoktur. Tek bilgisi 16 gün süren vekaleten atandığı tersanedeki Kaptanpaşa görevidir. Ancak Rusya ile savaş kapıdadır. Rusya ile savaşa kalkışılmasına taraftar olmayan Sadrazam Muhsinzade Mehmed Paşa'nın azledilmesi üzerine sadaret kaymakamlığına getirilir. Sadrazam Hamza Paşa savaşın başlamasından bir süre sonra psikolojik sorunlar yaşayınca Emin Paşa'nın yolu açılır ve sadrazam olur. Fakat ülke artık savaştadır.

1769'da Serdar-ı Ekrem payesiyle ordunun başına getirilir. Rus elçisi Obreşkov'la iyi ilişkileri olan Emin Paşa savaşın kısa sürede biteceğine ikna olur. Ordunun iaşesi ve lojistik konusunda yeterli tedbirler almaz. Ordu adeta sefer tasıyla geziye çıkmış gibidir. Aylar süren bu hal sonunda Ruslarla ilk çatışmada ordu dağılır. Emin Paşa istifa etmek ister. Fakat Moldovancı Ali Paşa gibi başarılı komutanlar kendi yerine atanacak korkusuyla görevini bırakmaz. Sonunda azledilip Dimetoka'ya sürülür. Ancak Edirne'ye vardığında idam edilir. 10 milyon akçe büyüklüğündeki servetine ve gayrimenkullerine el konulur.

Zenginliğinin etkisiyle etrafına tepeden bakmaya başlayan, kibirli olmasına atıfla "Hindi" diye lakap takılan, atandığı valilikleri dahi vekilleri aracılığıyla yürüten Emin Paşa'nın hazin hikayesi böyle bitmiştir.

Sadrazam Arabacı Ali Paşa'nın hayat hikayesi de ibretlerle doludur. İyi eğitim almış, ancak son derece muhteris olan Ali Paşa kadılık, sadaret kethüdalığı gibi vazifelerden sonra