Başkan değişse ne olacak

Türkiye, delege satın alarak başkanlık koltuğuna oturduğu için görevinden uzaklaştırılan CHP yöneticisi ile pisliği temizlemesi için mahkeme kararıyla görevlendirilen bir başka CHP'linin etrafında dönen savaşı izliyor günlerdir.

Pavyonda oyunu üç kuruşa satan CHP'lilerle, TBMM'de milletvekillerinden bizzat rüşvet alan CHP'liler ekranlarda birbirleriyle kavga ediyorlar.

Taraflardan birine göre Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin gibi partililerin derdi CHP'yi içine düştüğü bu durumdan kurtarmak değil "gizlice üyesi oldukları Ak Parti adına" örgütü dizayn etmek.

Erdoğan'ı devirebilmek için iki yıl önce "sağından soluna ülkede ittifak kurmadıkları marjinal örgüt bırakmayan" diğer tarafa göre ise mevcut CHP yönetiminden daha şerlisi Türkiye'de görülmedi.

Hangi tarafı dinlerseniz, CHP'deki diğer kanadın ülke için nasıl büyük bir tehdit olduğuna hemen ikna oluyorsunuz. İkisinin de argümanı bol. İnsanın kafası karışmıyor değil doğrusu.

Acaba hangi taraf daha kirli CHP'li gazeteci, Tekin'in Yargıtay'daki dosyasını rüşvetle kapattırdığını iddia ediyor. Üstelik bunu zamanındaki avukatı Mahmut Tanal vasıtasıyla yaptığını söylüyor. Tanal ise bugün Tekin'e karşı İmamoğlu için meydanlarda tek gözüyle savaş veriyor.

Bir an için CHP'de başkanlık koltuğundaki isim değişirse her şeyin düzeleceğini sanıyorsunuz. Fakat bu rüyadan yeni dalga hırsızlık operasyonlarıyla bir anda uyanıveriyorsunuz.

Manavgat'ın CHP'li eski Belediye Başkanı Şükrü Sözen kardeşiyle birlikte "rüşvet ve zimmetine para geçirmekten" önceki gün tutuklanmıştı. Turizm cenneti ilçedeki otellere baskı yaptığı, sahiplerini ağır para cezalarıyla tehdit ederek hisse devirleri yaptırdığı, sorunlu otellere ise rüşvet karşılığında cezai işlem uygulamadığı iddia ediliyor.

Manavgat'ın CHP'li yeni Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara ile ilçede durumun değişeceğini düşünenlerin hayal kırıklığına uğraması ise uzun sürmedi. Kara da