Sandıktan kaçmayın kaos üretmeyin!

Bugün Türk futbolu için önemli bir gün... Ama önce sosyal medyadaki yozlaşmadan bahsetmek istiyorum; bu sütunlarda daha önce de yazdım... Burada binbir yalan dönüyor ve bunu yazanlar, çizenlerin çoğu da kendini gazeteci sanıyor. Ben bu satırları yazarken, Fenerbahçe'nin eski hocası İsmail Kartal'ın kalp krizi geçirdiği, yoğun bakıma alındığı haberleri gündemi meşgul ediyordu, hem de "Hocam dualarımız seninle" temennileriyle. Oysa kısa bir süre sonra İsmail Kartal, yıllık rutin kontrolden geçtiğini ve iyi olduğunu duyurmak zorunda kaldı. 'TFF seçimi iptal oluyor' diye dezenformasyonun dibine de vurdular; o da yalan... Bugün sandık var. Adaylar belli. Muhtemelen divan kuruluna verecekleri imzalarla Mehmet Büyükekşi ve İbrahim Hacıosmanoğlu yarışacak. Kapalı zarfla yapılacak oy verme işleminde herkes istediği adayı seçebilir. Durum böyleyken, seçimi sulandırıp, etrafa mikrop saçmak Türk futboluna verilecek en büyük zarardır. Gelelim son gelişmelere; Mehmet Büyükekşi, başkanlığı döneminde başarılı icraatlara imza attı (VAR kayıtlarının açıklanması, yabancı VAR, hakem akademisinin kurulması, Milli Eğitim ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile yapılan protokol, yayın gelirlerinin 80 milyon dolardan 180 milyon dolara çıkartılması ve Türk Milli Takımı'nın EURO 2024'te elde ettiği başarı gibi). Fakat Sayın Başkan icraatlarını kamuoyuna yeterince anlatamadı. Bir de bunun üstüne hakem Halil Umut Meler'in maçta yumruklanması, İstanbulspor'un sahadan çekilmesi, Riyad ve Şanlıurfa'da oynanamayan Süper Kupa gelince TFF hakkında başlatılan dezenformasyon tepki dağına dönüştü. Büyükekşi'nin de elbette hataları var. Dört büyük kulüp ne istediyse yaptı. Bu kadar taviz vermemesi gerekirdi. Buna rağmen başta Fenerbahçe olmak üzere kimseyi memnun edemedi. Şimdi yeniden aday, 3 yıl süresi olmasına rağmen bu kararı aldı. İbrahim Hacıosmanoğlu, sert bir profil...