Grubun en hayati maçını kazandık

Dünya Kupası içimizi yakan bir özlem... Dün gece yeni bir yolculuğa umutlu başladık. Ama çok stres yaşadık. Grubun gelişim gösteren takımı Gürcistan'ı 3-2 yendik ama öldük öldük dirildik.
Birkaç maddede maça bakalım:
1- Üçüncü dakikada gelen gol bizim için bir şanstı. Rakibin morali ve direnci bozuldu. İlk yarının sonuna kadar oyunu domine ettik ve nitekim ikinci golü de bulduk. İkinci yarı attığımız 3. golle fişi çektiğimizi düşündük ama öyle olmadı.
2- Oyuna giren son günlerin sıkıntılı oyuncusu Barış Alper'in kontrolsüz bir faulü nedeniyle takımımız 10 kişi kaldı. Neden sıkıntı diyorum, son 15 günde yaşadığı ve yaşattıkları normal değildi. Montella'nın yerinde olsam psikolojisi normal olmayan Barış'ı bu seferlik kadroya almazdım. Nitekim atılmasını da buna yorumluyorum. Konsantrasyon sorunu yaşıyordu.
3-Tempomuz düşünce dağınık oynamaya başladık. Rakip 1 kişi fazla olmanın moraliyle cesaretlendi ve üzerimize oynayıp, baskıyı artırıp golü de attılar. Son 20 dakika biraz kâbus gibiydi. Güle oynaya götürdüğümüz gerildikçe gerildik.
4-İki gol atan ve daha sonra oyundan alınan Kerem Aktürkoğlu sahanın yıldızıydı. Eski takım arkadaşlarıyla küs olduğu ve konuşmadığı yönünde bir şehir efsanesi vardı. Yani yalan! Gol sevinçlerinde bunun da yalan olduğu ortaya çıktı. Görüntü güzel mutluluk tablosu harikaydı.